Rahman sıfatının tecellisi olup alemlere rahmet diye yaratılan kutlu elçi. Uğruna alemlerin yaratıldığı Hira'daki ilk vahyin muhatabı son nebi. Rabbimizin tüm insanlığa en büyük lütuflarından biridir Muhammed Mustafa (sav). Ömrünün her safhası kusursuz bir kılavuzluk barındırır. Öyle ki peygamberlik gelmeden önceki ve sonraki davranışları arasında büyük bir fark yoktur. Yani ona vahiy gelince kötü bir huyu yoktu ki onu terketsin. 

O Cahiliye bataklığından kurtulmak isteyene risaletten önce de usve-i hasene idi. Risalet sonrasında ise sadece ona vahiy gelmekte ve O, ayetleri nakış nakış hayatına nakşetmekteydi. Kendi yaşamına ilmek ilmek dokuduğu ilahi emirleri aynı titizlikle en yakınından, ailesinden başlayarak işlemeye başladı. 

O ki Cibril'den Rabbinin mesajları kalbine inşirah ile indirilen son rehberdir.

Ey Nebi! Sen öyle naif bir kalpsin ki sana gelen kutlu mesajı önce ailene anlattın. Öyle cengaver,sıddık, bilge arkadaşların varken Hatice'ne açtın kalbini. Onu haberdar ettin. Tahire'nin tavrı ise tam bir teslimiyettir mümin kadınlara örnek olan. Teselli eder efendisini. O'na O'nu yeniden hatırlatıp birbirinden güzel huylarını sayar ve Rabbine dayanmasını ister. Onun ve ailesinin tavırlarının izdüşümü kendi ailelerimize yansıdığında ümmet olmanın tadına varacağız.

Hatice'sinin goncası şefkat peygamberinin davranış biçimleri kıyamete kadar en mükemmel şekilde insanlığa yol göstermeye devam edecektir. Çünkü O'nun sevgisi, şefkati,saygısı,vefası,tebessümü,bakışı dünya durdukça insanlığın muhtaç olduğu duyguların en samimi halidir.

O yetimliğin ne olduğunu öğrenmeden yetim kalan bebek, öksüzlüğü duymadan öksüz kalan çocuktur. Altı yaşında omuzuna yalnızlığın en zor yükünü almış, hayatın zorluklarını tatmış ve böylece ileride yaşayacağı sıkıntılara direnmeyi, sabretmeyi öğrenmiştir. O'nun öğreticisi Rabbi O'nu hiç yalnız bırakmadı.

Dedesinin minderinde, Ebu Talib'in fakirhanesinde adeta bir çocuk ordusunun içinde annesiz babasız büyümüştür. Bazen aç kalmış, bazen doyacak kadar yemeğe o da kaşık sallamıştır. Hiç şikayet etmemiştir. Çocuk yüreğine az ile yeyinmeyi, sabretmeyi sığdırmıştır. Yirmi beşinde evlenme kararını  amcasının rızasına sunmuş ve Hatice'si ile ömrünü böylece birleştirmiştir. Ailesine hak ettiği değeri, verilmesi gerektiği gibi vermiş. Hanımından yaşça küçük olmasına rağmen mükemmel bir eş olmuş, hayranlık uyandırmıştır.  Çocukları O'nun gözünün önünde birer birer veda etmişti dünyaya ve geriye kalan Fatıma'sı ile teselli bulmuştu. Her çocuğunun  ardından gözyaşı dökmüştür rahmet peygamberi.

Ona en çok benzeyen kızı Fatıma içeri girdiğinde önünde ayağa kalkacak kadar kusursuz  bir tevazudur. Sevgisini Fatıma'sına ifade için "babasının annesi" diyecek kadar şefkattir, saf sevgidir. Benden dünyalık adına ne istersen iste ama ahirette benden yardım bekleme diyecek kadar gerçekliğin ve adaletin özüdür O.

Eşlerinden bir tanesinin bile kalbini kırdığı vuku bulmamıştır. Aile onun için Allahın emanetidir. Kimseye asla bağırmak, kızmak şöyle dursun kaşlarını çatıp yüzünü dahi ekşitmemiştir. Baba şefkatini hiç tatmamasına rağmen çocukları için ve insanlık için şefkat ebidesi olmuştur. Anne sıcaklığını doyasıya tatmadığı halde cennetin annelerin ayakları altında olduğunu müjdelemiştir. Evinde büyüdüğü yengesine ömrü boyunca hürmetkar olmuş dadısı için "annemden sonra annem" diyerek ziyaret etmiş, onları asla unutmamıştır. En hayırlıları ailesine karşı merhametli olanlar olarak bildirmiştir. 

Ailede anne, baba demek cennet duraklarından bir durağı demektir. Onlar cennet vesilesidir. Fakat onların rızasının olmadığı yerde sert ve soğuk rüzgarlar eser. İnsanı iki cihanda kavurup burnunu yerde süründüren fırtınalar. O, aile mefhumundan uzak kalmasına rağmen dirayet ve sabır sahibi bir evlat olmuş. Çalışkan bir yiğen. Vefakar bir kuzen. Yerini bilen bir torun olmuştur.

Bizden kim en hayırlılardan olmak isterse O'nun yolunu takip etmeli. O'nun tavırlarını ve kararlarını kendimize tavır edinmeli, kararlarını kararımız bilmeliyiz. O'na benzemek Kur'ana giden yolun anahtarıdır. O'na benzemek Allah"ın emrine itaattir. 


Çünkü O Kur'an'ın uymamızı emrettiği son rehberdir. O'na uyanlar Allah'ın rızasına erecektir. O,na (sav) uyanlar gözlerini cennete açacaktır. Allah'ın rızasına uyup cennette buluşma dileği ve duasıyla...