GENÇ'TE TEMSİLDE ADALET İLKESİ UYGULANMALI

Demokrasinin en önemli ayağının siyasi partiler olduğunu biliyoruz. Siyasi partilerin halka yönelik çalışmalarının metotları demokrasinin nasıl işlediğini göstermektedir. Demokrasi ile birlikte adalet duygusunu ön planda tutan partilerin her zaman halkın gönlünde taht kurduğunu da biliyoruz.

 

Siyasi partilerde siyaset yapanların yüzlerini sadece liderlerine değil, halka da çevirmeleri ve çalışmalarında halkın çıkarlarını ön planda tutmaları onları çok daha kıymetli yapacaktır.

 

Seçim zamanında adayların Ankara ile olan bağlarından ziyade, seçim çevresinde temsilde adalet ilkesinin karşılığına bakılması gerekiyor. Ancak, Ankara'daki görüşmelerde ceket ile seçimi kazanırım diyenlerin şuan siyasi arenada saf dışı kaldıklarına çoğumuz geçmişte şahit olmuşuzdur.

 

Aday belirleme sürecinin de liderlerin mutlak tasarrufu ile temsilde adalet ilkesiyle gerçekleştiğini hepimiz biliyoruz. Fakat liderlerin önüne giden dosyalara müdahil olanların hak ve halk ile aralarındaki bağın zayıfladıklarını da bilmeleri gerekiyor.

 

1 kasım seçimleri ardından iktidar partisi ülke genelinde il ve ilçe teşkilatlarında revizyona gitmeye başladı. Bu süreç 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü ardından hızlandı.

 

Bingöl gibi illerde halkın talebinin adaletten yana olduğunu şüphesiz hepimiz biliyoruz. En azından beklentimizin o yönde olduğunu söyleyelim.
 

Halk, temsilde adalet ilkesini kullanan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu ilkesini Bingöl ve ilçelerinde de uygulamasını istediklerini açıkça beyan ediyor ve bu konuda da haklarının yenilmemesini istiyor.

 

Genç ilçemizde boşalan ilçe başkanlığı koltuğuna talip olanlar öncelikle kendilerini bir sorgulasınlar. O makamı Ankara ile aralarında olan bağ ile mi kazanacaklar. Yoksa benim param var başkanlık benim hakkım diyerek mi, ya da ilçede siyaset çerçevesinin genişlemesini isteyip yıllardır siyaset yapıp arkasında büyük bir kitlede desteği olup halk tarafından temsilde adalet ilkesine uyan kişi olarak gösterilen siyasetçi mi kazanmalı...

 

Birlik beraberlik şiarıyla birlikte temsilde adalet ilkesini kendimize prensip etmediğimiz sürece kaybeden hep biz halk olacağız.

 

Mesela genç ilçesinin siyasi profiline baktığımızda; Sayın Enver Fehmioğlu ve Sayın Hadi Topraktan ile birlikte temsilde adalet ilkesine yakışan kim ise ilçe başkanlığına da onun getirilmesi gerektiği düşüncesindeyim. Ki bu sadece benim düşüncem ile bağlı kalmıyor, Adalet ve Kalkınma Partisinin birinci kelimesinde var olan Adalet'i temsil edecek birinin olması gerekiyor.

 

Geçmiş yıllardaki seçimlerde adaletsizlikten dolayı mağdur olan ve adaleti en çok isteyen Sayın Hadi Topraktan'ın yanı sıra Enver Fehmioğlu eminim ki adalet ilkesini uygulayacaklardır.

 

Eğer, gerçekten memleketin menfaatleri doğrultusunda hareket edilmesi gerektiği savunuluyorsa ilçe başkanlığı seçiminde adalet terazisini kurmamız gerekiyor.

 

Genç gibi siyaseti seven ve kenar mahallelerde dahi siyasetin konuşulduğu bir ilçede, temsilde adalet ilkesi aranmıyorsa burada bir eksikliğin olduğunu ve içinde adaleti ilk sırada bulunduran Adalet ve Kalkınma Partisi'ne bir ihanet olduğunu gösteriyor.