Sorulduğunda herkes, “kadınlar güldür…” diyor ve nedense bütün güllerimiz soluyor.
Türkiye’de son beş yılın istatistiklerine bakıldığında, bini aşkın kadın cinayete kurban gitmiştir. 
Bu mikrobun bizim toplumumuzda bu kadar yaygınlaşması normal değildir.
Kadınlar sadece cinayete kurban gitmiyor.
Bu durumun kat be kat fazlası var; 
Kadınlarımız fiziksel şiddete maruz kalıyor. 
Psikolojik şiddete maruz kalıyor.
Ekonomik şiddete maruz kalıyor.
Kadınlarımızın % 75’nin şiddet deneyimi var ve bu oran sadece fiziksel şiddet oranıdır.
Emeği çalınan kadındır.
Hakkı gasp edilen kadındır.
Kazancı suistimal edilen kadındır.
Kadına yönelik aile içi şiddet sadece sözleşmelerde kalmamalı, mutlaka güçlü bir yaptırımı olmalıdır.
Kadınlarımız bizlere en yüce makamın bir emaneti olduğu için, onların her türlü tehlikelerden korunmaları, haysiyet ve onurlarını kırıcı bir davranışın meydana gelmesi durumunda, toplumsal bir tepki ve yaptırıma gidilmesi gerekmektedir. 
Şiddetin her türlüsünü lanetliyorum, kadınlarımızın hiçbir zulme, şiddete, tacize maruz kalmamalarını ümit ediyor, bunun için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini arzuluyorum. 
Buradan bir kez daha kadına şiddet uygulayan kadınlarımızı vahşice katledenleri şiddetle lanetliyorum, şiddete maruz kalıp, hayatını kaybeden bütün kadınlarımıza rahmet, evlatlarına ve sevenlerine sabır diliyorum.
‘’Ölmek istemiyorum’’ ve ‘’Anne ölme’’ feryadı unutulacak bir feryat değildir.
Şiddet uygulayan kim olursa olsun, "bu çirkin fiilerinizden vazgeçin adam olun" diyorum.
Bu arada bütün yetkililerin dikkatlerini kyk öğrenci yurtlarına çekmek istiyorum.
Neler oluyor kız öğrenci yurtlarında, haberiniz var mı?