Değerli dostlar sizlere 2012 de köşeme taşıdığım cemaat olgusuna dair yazımı hiç değiştirmeden sunuyorum. Takdir edersiniz ki ö dönem cemaati eleştiren hatta desteklemeyen yok olma noktasına geliyordu. En açık örneği pek sevilmese de Fenerbehçe başkanı sayın Aziz YILDIRIM’dır. O dönem köşe yazarlığı yaptığım gazetede kaleme aldığım bu yazıya fazlasıyla tepki almıştım. Ve ne yazık ki bu gün yerelde iktidar partisine destek veren şahıslardan da o tepkiyi görmüştüm. Çünkü o dönem menfaatleri gereği cemaate güç katma gibi bir misyonları vardı. Buyurun okuyun:

‘’Yazının başlığı; son günlere damgasını vuran, fazilet partisinden son dönemde milletvekili olan, Nazlı ILICAK’IN yazdığı kitabın adı. Gazeteci Nazlı Ilıcak “Her taşın altında The Cemaat mi var” adlı bir kitap yazdı. Ve aslında dananın kuyruğu çok ince hesapla da olsa, koptu diyebiliriz. Gündemi ne kadar takip ediyorsunuz bilmiyorum ama gerçek şu ki eteklerdeki taşlar dökülmeye her zaman müsaittir.

Evet, saadet partisi son dönem milletvekili. Ve Ak partiden de aday olmaya çalıştı ancak Başbakan Erdoğan’ın vetosuna takıldığını kendi ağzıyla itiraf etmişti. Değerli dostlar bu portreyi çizmemin nedeni Nazlı ILICAK penceresini sizlere bizafi açmam gerektiğidir.

Kitabın içeriği çok ilginç detaylarla dolu. Ve bakış açısı okuyanlara da çok ilginç gelecektir. Özellikle Galatasaray’ın başkanlık seçiminde öne sürdüğü savlar ve daha da ilginci Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın içerde olmasında, cemaatin rolünü gözler önüne seriyor.

Ve Deniz Feneri davası.

Ve Ergenekon-Balyoz davaları.

Ve Uludere katliamı.

Ve KCK operasyonları.

Bütün bunların yaşanmasında cemaatin rolü var mı? Yok mu? Tartışması. Evet, bizler çok iyi biliyoruz ki ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Bu gün  Fetullah Gülen Hoca’nın yaptıkları gerçekten takdire şayan. Ancak bütün bu yaşananların içerisinde cemaatin parmağı var mıdır? Şüphesi sanırım biraz da cemaatin öz eleştiri yapması zamanının geldiği gerçeğini işaret ediyor.

“Hangi taşın altında cemaat var, hangisinin altında cemaat yok” bunu tartışmalı mıdır kamuoyu?

 Cemaat mensuplarının artık yapması gerekenler olmalı diye düşünüyorum.  Hoca Efendinin bazı olaylara müdahil olması mümkün değil aması cemaatin içinde çürük insanların ve cemaatin bunlardan arınması gerektiği gerçeğini kendileri itiraf ediyorlar. Özellikle emniyetteki cemaat gerçeği ve bu gerçeğin çok açık olması kamuoyunu fazlasıyla rahatsız ediyor. 

Ve bunu yaparsam cemaat bana bunu yapar.

Ve cemaati eleştirmek çok acayip bir şeymiş gibi algısı.

Ve cemaati sığınma evi görmek.

İşin özü burada bitiyor diye düşünüyorum. Eğer cemaati eleştirmek suç ise ve eğer cemaate dokunan yanacaksa işte o zaman cemaat, cemaat olmaktan çıkmış ve gerçeğin çok ötesinde hoşgörüden uzak bir yazık olmuştur. Sanırım bu algının oluşması kendisini o davaya adamış insanları fazlasıyla rahatsız eder. Ve umuyorum ki bütün bu oyunların içinde sörf yapanlar, cemaatin ekmeğini yemiş insanlar değildir. Yoksa gerçekler, sahtelerin içinde boğulmaktan kurtaramaz kendini.’’ Memleket sefası ile kalın…