Dünya bugün Gazze’nin kanayan yarasına tanıklık ederken, aynı zamanda büyük bir utancı da izliyor!Müslümanım diyen devletlerin suskunluğunu…

Ne hazindir ki, gayrimüslim halklar sokaklara çıkıyor, gemilerle yardım götürüyor, vicdanlarını yükseltiyor. Ama “ümmet” coğrafyası derin bir sessizliğe gömülmüş durumda.

“Suumod” gemisi, cesaretin ve vicdanın sembolü oldu. Ama sözde ümmetin yöneticileri saraylarda, ticari anlaşmaların gölgesinde, ekonomik kaygıların zincirinde suskunluğu tercih ediyor.

Gazze sadece bombaların altında değil, aynı zamanda Müslümanların maskesinin altında da can çekişiyor. O maskenin ardında iman değil korku, ahiret değil dünya, izzet değil zillet saklı.

Bugün kardeşlik değil petrol hesapları yapılıyor. Zulme karşı en küçük bir bedel ödemekten çekinen devletler, tarih önünde iflas ediyor.

Unutulmasın ki; Zulme susan, zalimin safındadır. Filistin için kıpırdamayan eller, kendi felaketini hazırlıyor. Allah’ın vaadi açıktır! Sessizlik, zalimle aynı kefeye yazılmaktır.

Adaletin sesi, bugün Müslümanlardan değil, başka inançlardan, hatta “dinsiz” diye yaftalanan ama vicdan sahibi insanlardan yükseliyor. Ümmetin suskunluğu ise, tarihe ağır bir ihanet olarak geçiyor.

Gazze, ümmeti çıplak bıraktı. Korkak sarayların, sahte liderliklerin üstündeki tüm örtüler kalktı. Tarih, bu suskunları çağın şeytanları olarak yazacak.

Allah’ın vaadi haktır. Zulme sessiz kalan düzenler yıkılacak. Korkakların tahtları tuzla buz olacak. Bugün Gazze’de yanan ateş, yarın o devletlerin kapısını çalacak.

Ve selam olsun…
Gazze’de direnen mücahitlere.
İnancı ne olursa olsun insanlık için harekete geçenlere.
Çağımızın Nuh’un gemisine…