Klasik söylemiyle Amed;

Farklı bir hava, farklı bir dünya ve farklı insanlar

Öyle ki: Halk otobüslerinde bile insanların diyalogları, tartışmaları asilik kokuyor.

Sokaklarındaki zengin kültür adeta insanın yürüyüşünü yavaşlatıyor. seyyar satıcıların çoğu mekanını Kobaneli  çocuklara emanet  etmiş. O çocukların gözlerindeki Türkçeyi bilmiyorum haykırışına sessiz kalmayı özgürlüğe veriyorsun. Kendini Kürtçe anlatmayı, derdini kendi dilinde dillendirmeye o kadar alışmış ki öylece seyrediyorum Kobane’nin asi çocuklarını.

Yaklaşık bir haftadır bulunduğum Diyarbakır’da aldığım hava soluduğum siyasi atmosferin üzerimde bıraktığı etkinin uzun süre kalacağa benziyor.

Diyarbakır  Belediyesinin duvarına astığı:  ‘’Kobane insanlığın zaferidir, selamlıyoruz.’’ yazılı devasa pankart karşılıyor misafirlerini.

Biliyorsunuz yakın zamanda IŞID Kobane’den tamamen çıkarıldı. ve Kobane özgürlüğüne tekrar kavuştu. Bu kurtuluşun kutlamaları Diyarbakır’ı şölen alanına çevirmişti. çekilen halayların anlamı da kültürü kadar zengindi.

Ve aynı hafta HDP Diyarbakır il kongresi gerçekleşti. Bütün bu zengin karmaşa kaldığım haftaya denk geldi. Bu zenginliği yaşamak, bu siyasi ve kültürel ortamı yaşamak tabi inanılmaz bir duyguydu benim için.

Muhafazakar demokrat kimliğim bu şehirde yaşadıklarıma anlam yüklemekte pek sıkıntı çekmedi.

Evet  Kobane  özgür.

Evet Kobane IŞID’ten kurtarıldı. Ancak geride kalan Kobane’de yaşamak,  ne kadar mümkün olabilir?

Bu durumun Kürtler açısından son derece önemli olduğunu elbette biliyoruz ancak bundan sonraki sürecin çok daha önemli olduğunun farkında olunması gerekir.

Yakılan ve yıkılan Kobane’nin inşası pek kolay gözükmüyor çünkü. Nitekim Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN, süreçte yaşanan olayları işaret ederek:’’yakıp yıkanlar şimdi Kobane’yi inşa etsinler.’’ Açıklamasını yaptı. Tabi bu açıklama Kobaneli kardeşlerini misafir eden kürt  halkını  pek memnun etmedi. Üstelik kobaneli mültecileri de fazlasıyla incitti.

Hangi Kobaneliyle konuşma fırsatı bulduysak: ‘’bize HDP’nin öncülüğünde Kürt halkı ve Türk kardeşlerimiz yardım etmeli.’’ Serzenişinde bulundular. Bütün bu çıkmazlar yurtlarından zoraki ayrılıp gelen Kobaneli mültecilerin misafirlik sürecinin uzatacaktır. Bu durum hem Türkiye’ye zarar verecek hem de Kobaneli mültecilerin memleketlerine olan hasretini artıracaktır.

Umarım bütün halkların,  bütün ezilen insanların umudunu elde edecekleri bir süreç  yaşanacak ve herkes özlemine kavuşacaktır. selamla kalın.