Haziran 2015’te yapılacak Genel Seçimlere 6 ay gibi kısa bir sürenin kalması, kulislerde ve halk arasında aday adayları hakkında dedikoduların yayılmasına neden oluyor.    

Bizlerde Bu yazı dizimizde Bingöl’ün nabzını tutmaya, kulislerde ve halk arasında konuşulanları sizlere buradan aktarmaya çalışacağız.

Siyasetin her daim etkili olduğu ve yaygınlık gösterdiği Bingöl’de siyaset kazanı şimdiden fokurdamaya başladı.        

Milletvekili olmak güzel… Olanlar bu güzelliklerden faydalanıyorlar… Eyvallah… Tekrar aday olmak istiyorlar… Adaylık için çok yoğun kulis yapanlar var... Milletvekili olanlardan hizmet eden var… Laf üretip icraatı olmayan var… Halk tarafından tanınmayan var… Ve Daha Bir Çok Seçenek…          

Mevcut Milletvekillerimizin ve daha önce milletvekilliği yapmış kişilerin tekrar aday olmadan önce bir iç muhasebe yapmalarını öneriyorum.     

Kendilerine bu muhasebede daha da yardımcı olma adına şu sorulara kendilerine sormalarını tavsiye ediyorum:

1) Bugüne kadar, ne ölçüde yerel siyaset ürettiniz?

2) Bingöl’ün hangi yerel meselesine hangi çözümü ürettiniz?
3) “Bir milletvekili olarak, hangi meseleyi hallettiniz” çözdüğünüz bir konu oldu mu?
4) Milletvekili olarak hangi meseleyi Ankara’ya götürdünüz veya çözüm buldunuz?
5) Kadınlara, gençlere ve çocuklara yönelik, devletin bakanlıklar vasıtasıyla sürdürdüğü kampanyalar ve hizmetler dışında; yani, siz milletvekili olarak da zaten yürüyen projeler dışında özel bir proje ürettiniz mi?

Bu Sorular Böyle Çoğaltılabilinir tabi…        

Esas itibariyle Bingöl halkının Vekillerinden beklediği hizmet, Bingöl Merkeze, ilçelerine, beldelerine, köylerine ‘mahallî’ hizmetler götürülmesinden ziyade, bir şehir olarak Bingöl’ün tamamına sıçrama yaptırabilecek, kalkınma hızını yükseltecek etkili ve kalıcı çözümler üretmeleridir.         

Yeni bir tesis kurmak, ilçelere yüksekokul açmak gibi devlet hizmetleri için aslında milletvekillerine ihtiyaç yoktur. Tesis açmayı tek başına bir vali de, yüksekokul açmayı tek başına bir rektör de pekâlâ başarabilir. Caminin açılışını pekâlâ müftüde yapabilir…        

Beldelerde, köylerde sağlık ocağı açmak da böyledir. Yol, su, kanalizasyon, park, bahçe gibi hizmetler zaten belediyelerin işidir. Üstelik Tarım ve Köy işleri Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı’nın ilgili kurumları da bu alanda ciddi katkılarda bulunuyorlar…         

Devlet, her şehirde il müdürlükleri kurarak pek çok hizmeti bu kurumların koordinasyonuyla gerçekleştirmektedir. Ayrıca, yapılan yatırımların pek çoğu aslında eskiden Devlet Planlama Teşkilatı yeni adıyla Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan 5 yıllık kalkınma planları çerçevesinde uygulamaya geçirilmektedir. Milletvekillerinin katkısı ise, planlanan bu hizmetleri nadiren öne çekmekten ibaret kalmaktadır.         

Yani, devlet çarkı bütün kurum ve kuruluşlarıyla zaten işler haldeyken, milletvekillerinin arada sırada ortaya çıkıp, işleyişteki birkaç pürüzü gidermeleri ya da gidermiş gibi yapmaları, açılışlarda boy gösterip kurdele keserek eserleri sahiplenmeleri, halkın beklentilerini karşılamıyor.

Halkın milletvekillerinden temel beklentisi, parça parça değil, topyekûn kalkınma hamlesi başlatmalarıdır. Halkın içinde olmalarıdır… Seçimden seçime ortaya çıkan değil…       

Öyle projeler hazırlayın ki, eğitimden, kültüre, turizmden, sanayisine kadar şehir olarak topyekûn, hep birlikte, bir bütün olarak kalkınma yoluna girelim. Ufkunuzu, çapınızı, kudretinizi görelim. Sıradan, ‘sade’ vatandaş olarak bizlerden farkınızı ortaya koyun. Kurdeleyi biz de keseriz…       

Türkiye Cumhuriyetinin çok partili sistemle demokrasiye geçişi ile birlikte, milletvekili temsil sorunu ve konusu hep tartışılmıştır. Kimi zaman haklı kim zamanda haksız eleştirilere maruz kalmaktadırlar. Çalışanların herhangi bir kesimine gelecek zam ve ücret artışı memnuniyetsizliği hemen Milletvekili maaşları gündeme getirilerek tartışmaya açılır. Kimi zaman rakip mekanizma kimi zamanda kendinden biri olarak konumlandırılmıştır. Tüm bu gerçekler ışığında, Milletvekilinin toplumsal anlamı fazladır.        

Milletvekili adaylarına görevlerini nacizane hatırlatma maksadıyla, milletvekillerinin görev ve sorumluluklarını şöyle sıralayabiliriz:

1- Milletvekillerini aslı görevleri arasında şahıs, kurum ve kuruluş çıkarı yerine kamu yararı gözeterek, kanun koyma, değiştirme ve kaldırmak yer almaktadır. Bu çalışmalar yapılırken halkın vicdanı ve beklentileri ile taleplerini karşılamak durumundadır.

2- Ülkesel düzeyde sorunların çözümü ile birlikte seçim bölgesi sorunlarını sağlık bir şekilde Meclise ve ilgili Kurum ve kuruluşlar ile özel teşebbüslere taşıyarak çözüme kavuşturulması önem arz etmektedir.

3-Seçim Bölgesinin zengin yer altı, yer üstü kaynakları ile insan potansiyelinin farkına vararak, bölgenin gelişmesine öncülük etmesi yanında alınacak kararlarda ilgili kurum, kuruluşlarla birlikte belirleyici rol oynamalıdır.

4-Çağımızda yol, elektrik, su elektrik gibi hizmetlerin ötesine geçerek, halkın en büyük sorunu olan işsizlik ve yoksuzluk, yolsuzluk problemini ortadan kaldırmaya yönelik plan ve projeleri seçmeninin önüne koymak ve uygulamaktır.

Tüm bu ve benzer çalışmaların sağlıklı bir şekilde işlenmesi için;

a- Partilerin ürettiği politikalarının toplumsal karşılığının olması gerekmektedir.

b- Milletvekillerin, seçmenler nezdinde, diyalogu olan, sempatik, ılımlı, başarılı, güvenilir ve dürüst imajı etkin rol oynamaktadır.  

Sonuç olarak; Milletvekili toplumun vicdanıdır. TBMM toplumun kendisidir. Milletvekili halk ile Bürokrasi arasında bir köprüdür. Başarılı ve güvenilir bir Milletvekili geleceğinden emin olan bir toplum, kavga ve çatışmacı bir anlayışın milletvekili ise kaygılı bir toplumu inşa eder.