Bu ülkede doğmuş bu ülkede yaşayan, ölülerini bu ülkenin toprağına gömen, çocuklarını bu ülkede büyütüp yetiştirmek isteyen hiç kimse bu ülkenin düşmanı değil olamaz ve olmamalıdır.
İnsanların, ülkelerinde farklı yönetimler ve iktidarlar tarafından yönetilmek istemesinden ve böyle taleplerinin olmasından daha doğal bir şey olamaz.
Böyle bir arzu ve talep ortaya koyan hiç kimse bu ülkenin ve milletin düşmanı değil ve olmaz.
Ancak bu ülke insanının değer yargıları vardır, köklü medeniyetleri vardır, ortak paydada buluştukları kültürleri vardır. Bütün bunları yok sayarak, bu ülke insanına ithal bir anlayış ve yaşam biçimini dayatırsanız veya dayatmak isterseniz, bu durum ve davranış sizleri bu ülke insanının gözünde hain durumuna düşürür.
Ne olursa olsun, bu halkın hiçbir şeye feda etmeyeceği hassasiyetleri vardır. 
Bu ülkeyi yönetenler veya yönetmeye talip olanlar bu hassasiyetleri gözetmelidir.
Bu hassasiyetleri gözetmeyenler, zaman zaman kısmen de olsa halkı yönetme yetkisini elde edebilirler. Ancak bunun kalıcı ve faydalı olmayacağını geçmişten günümüze görmüş ve yaşamışızdır.
Halkın kendinden görüp kendilerini yönetme yetkilerini verdikleri ise, halktan birileri iken geldikleri makamların büyüsüne kapılıp, halktan kopmaya ve halka tepeden bakmaya başlamış ve bakmaya devam etmektedirler. 
Bilinmelidir ki bu tutum ve tepeden bakmalar Allah katında büyük bir vebaldir bunun karşılığı ise Allah’ı gazaplandırmak ve hakkın tokadını yemektir.
Unutulmamalıdır ki, muhalefette olup halkı yalan ve yapılması imkansız vaatler üzerinden aldatmak veya aldatmaya çalışmakla, iktidarda olup, halkın umudunu kırmak aynı büyüklükte vebaldir.
Halkla dakikası uymayanların dokusu uymaz.

Yeniden halktan olmak adına çekirdeğe dönmek için haydi bismillah... 

Musa APUHAN