Alçakça bir darbeydi.
“Darbelerine, darbe!” dedik satılmışların.
Bir bakış, bir yürek darbesiyle, bütün darbeleri hükümsüz. 
Kumpaslar kurdunuz, “bizsiz asla” dediniz.
Asla dediklerinizi, bugün biz hurdaya çıkardık. 

İsyan zannedilir meydanlara çıkışlarımız. 
İsyan değil onurlu direniştir yaptıklarımız.

Adaletsizlerin dünyası, ihanet prensibi üzerine kurulmuş. 
Gördük hepimiz, alçakça bir darbede.

Zulmünüz, içimizdeki hakikati diri tuttu, ey alçaklar.
İman nurunun yoğurduğu ve teslimiyetin kızarttığı bir itaatin heyecanıydı, bizim sevdamız.
Ve gün, bugündür, hiç kimse ihanet içinde olan kadar yalnız değildir. 

Yılandınız biliyorduk. 
Ama ürkmedik sizlerin soğuk bakışından. 
Ve timsah gibi dişlerinizle dokunuşunuzdan. 

Öğretmediler bize davamıza sırt dönmeyi, kan içtik, kızılcık şerbeti dedik. 
Zulme sabırla direndik. 
Kimimiz gazi, kimimiz şehit düştük. 

“Neden biz?” deyip, kadere karşı gelmedik.
Akif’çe acıdık tükürüğümüze, yüzlerine tükürmedik.
Sevgiliye can dedik, canan dedik, canan’a, gül dedik. 
El ele tutuşup, zulme göğüs gerdik. 
Hayber’e Ali’ce, Kerbala’ya Hüseyin’ce yürüdük. 

Davamıza, sevdamıza halel gelmesin diye,
Bir kez daha darbelere, boynumuzla direndik.

Musa APUHAN