Eskiden sadece lise ve üniversite çevrelerinde gördüğümüz kötü ve endişelendirici manzaraları, artık ilk ve ortaokullarda da görüyoruz. Ve bu bizleri hayli üzüyor hatta bazen kahrediyor.

Ne emniyet, ne okul idareleri ve ne de mahalle muhtarları bir adım atmıyor.

Vatandaşın bir yaptırım gücü de yok, bireysel olarak okuldaki idarecilere söyleseler de nafile…

Özellikle tam gün eğitim uygulaması bu iç acıtıcı görüntülerin nedeni olmuş durumda…

Sokaklarda, çöp kutularının yanlarında, kaldırım taşlarını üzerlerinde, ara ve kuytu köşelerde yerlere oturup besleniyorlar. Sadece kötü olan görüntü bu değil, zira daha kötüsü var…

Yemeklerinden sonra kızlı-erkekli sigara tüttürüyorlar...

Daha kötüsü, o erkeklerden bazıları öğrenci de değil…

Hadi daha kötü ve ürkütücüsünü söyleyelim; Okul araları ve çıkışlarda öğrenci olmayanlar, öğrenci olanları argo tabir ile ‘ayarlıyor’ ve küçücük yaşlarda gönül dünyalarını etkiliyorlar ve bu da kısa süre sonra yaşanacak dramların habercisi oluyor.!

Çok daha kötüsünü de yazayım kahrolarak; LGBTİ gurupları oluşmuş. Ve özellikle YKS kursları ve ismi bende saklı bazı liselerden olumsuz haberler alıyoruz. Kursların öğretmen seçimleri çok çok önemli. Bu konuda ayrı bir makale kaleme alacağım ilerleyen haftalarda. Durum ciddi dostlar…

Söz konusu sıkıntılar için en büyük görev ailelere düşse de, üzerlerine düşeni yapmıyorlar maalesef.

BSevgili aileler; lütfen ama lütfen çocuklarınızın öğle araları nerelere takıldıklarını, boş derslerini nasıl geçirdiklerini ve okul çıkışlarında nereye ve kimlerle gittiklerini kontrol ediniz.

Hele hele ellerine verdiğiniz akıllı telefonları lütfen ama lütfen ya alın ya tuşlu telefonlara çevirin.

Gelelim resmi yeklilere yapacağımız ricamıza…

Öncelikle milli eğitim camiasının bu konuları çok ciddiye alması gerekiyor.

Ortaokul ve liselerdeki eğitimlerinin yarım güne çevrilmesi son derece aciliyet arz etmektedir.

Öğle arası olan bitenlerden sonra, öğleden sonraki derslerin hiçbir önemi kalmıyor inanın.

Gariban alileler çocuklarına öğle yemeği için para vermek zorunda kalıyorlar.

Çocuklarına günde en az 10 tl vermeleri gerekiyor. İki öğrencisi olanlar için bu ayda 500 tl ediyor.

Ve bu 10 tl ise en ucuz yiyecek için… Durumu iyi olanlar et döner ve köfte yerken, gariban çocukların her gün gelişi güzel yapılan tavuk etinden yemek zorunda olmasının travmalarını bilir misin?!

Bu yazdığımı sakın hafife almayın çünkü tecrübemizle sabittir ki, çocuklarımız 40 sene sonra bile bir yerde köfte kokusu alınca, lise de yiyemediği o köfte kokusunun anı ve acısını hissederler.

Patates kızartması yiye yiye bir hal olmuştuk… çünkü köfte yiyecek paramız olmuyordu.

Hele hele köftenin yanında kolanın tadını hala unutamıyorum. İşte tüm bunların nedeni öğleden sonraya uzanan eğitim modelindendi.

Lisede yaşadığımız sıkıntıları şimdi çocuklarımız daha ilkokulda yaşıyorlar.

Biliyor musunuz, çocuklar artık evde yemek istemiyorlar ve gözleri de iştahları da dışarıda.

Diğer ricamız emniyet birimleri içindir ki, onların her okulda polis bulundurmaları gerekmiyor muydu?

Hatta ilgili parklarda ahlak polisleri olacaktı…

Merkezdeki meşhur kültür parkımıza sabah saatlerinde bir uğrayın dostlar. O köşelerdeki lise kızlarına bir bakın, hatta ortaokul çocuklarına… ve yanlarında hangi serserilerin olduğuna dikkat edin. Sorasında da birlikte tüttürdükleri sigaraları takip edin. Hele hele ana/avrat ettikleri küfürleri bir duyun.

Evet, bunlar daha sabah saatlerinde olanlar… Bunun öğle araları ve bir de okul çıkışları var. Ve tabi ki de derslerin boş olduğu saatler…

Uydukentteki parkları da tek tek yazmama gerek yok… Her lisenin, her okulun yakınındaki parklar aynı durumda...

Ne mi yapmak lazım; her sabah, öğlen ve okul çıkış saatlerinde park polisleri buralarda devriye atmalı ve kimlik sormalı... Gerekirse çocukların ailelerine haber verilmeli. İnanın bir iki hafta bu yapılsın, bıçak gibi kesilir bu saydıklarım. Değmez mi peki… değip değmediğini, gidip o dramları yaşayan ailelere bir sorun. İntihar eden gençlerin anne babalarının yanık ciğerlerini bir koklayın da anlayın ne demek istediğimizi…

İntiharlar birden olmuyor, çocuklar birden kötü yollara düşmüyor, evden kaçmalar ilk sıkıntılarda olmuyor, hapishanelere ilk hatada hemen düşülmüyor. Bunlar bir süreç ve işte yazdığım bu konular bunların ilk basamaklarındandır…

Özetle; yarım gün eğitim olmalı, bu mümkün değil ise emniyet birimlerinin okul çevrelerine ve parklara hâkim olması gerekiyor.

Bakın içim yanarak söylüyorum ve kim üzerine alınıyorsa alınsın; bu olan bitenler herkesin gözü önünde oluyor ve hiç kimse hiçbir şey yapmıyor. Allah rızası için çocuklarımızı, gençlerimizi ve güzelim Bingöl’ümüzün geleceğini koruyun. Belki de sizin de kızlarınız, tertemiz çocuklarınız vardır…

Tek bir tane duyarlı emniyet müdürü, bu sorunları kökten çözebilir. Mevcut emniyet müdürü o emniyet müdürü müdür bilmiyorum ama bildiğim, kendisinden randevu isteyip te aylardır bekleyen ve gençlere hitap eden bir derneğe randevü vermediğidir. Belki o özel bir konu ve vardır bir bildiği ama bu yukarıda yazdığım konu özel değil, geneldir ve ondan Allah rızası için sorumluluk ve icraat beklediğimizi belirtmek istiyorum… Takipçisi olacağız inşallah…

Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler… Saygılarımla…