Her zaman kulağımda çınlanan bir söz var…

“Başka illere gittiğimizde, ‘Bingöllüler gelmiş’ diye bizlerin önünde ayağa kalkıp baş tacı ederler ama memlekete geldiğimizde ise -aynaya bakmadan- bizleri küçümser, aşağılar, eleştirirler!”

Anlaşılan o ki bu vaziyet, Bingöl’ümüze has bir hastalık olmuş durumda.

Çünkü hemşerimiz Sn. Cevdet Yılmaz’a da yapılan muamele aynı türden bir vaziyet…

Başka illere gittiğimizde, ya da o taraflardan biri ile görüştüğümüzde, Cevdet Yılmaz’ın adı geçtiğinde, “hakkında daha bu güne kadar bir tane şaibe, olumsuzluk duymadık, görmedik” derler.

Peki, Bingöl’ümüzde de böyle mi anılır Sn. Cevdet Yılmaz...

Kendisi hakkında somut diyebileceğimiz bir şaibe, zenginleşme, ihalelere fesat karıştırma, tehdit, zarar, ekmek ile oynama, yolsuzluk ya da ahlaki bir olumsuzluk gibi herhangi bir olayına şahit olduk mu.?

Zaten olsaydı öyle bir şey, çoktan Oda TV, Sözcü, Cumhuriyet gibi medya organlarında yayınlanırdı.

“Peki, Bingöl’ümüz için ne yaptı bu güne kadar” diyenler var!

Onun döneminde ilimizde yapılanlardan sadece birkaç tanesine bakalım mı?..

Diğer illerde havaalanları var ancak Bingöl’deki ‘havalimanı’… (Uluslararası terminal.)

Türkiye’nin birçok bölgesinin peşinde koştuğu devasa Sütaş Yatırımı Bingöl’de açıldı…

Her ilde Üniversite var ama Bingöl Üniversitesi Pilot Üniversite oldu…

Çevre illerle olan karayolu bağlantı yollarının tamamı ya bitti, ya bitmek üzere….

Erzincan karayolu da bölge insanının heyecanla beklediği şekilde devam ediyor.

Bir kangren haline dönüşen Çapakçur Köprüsü, mükemmel güzellikte yapılıp bitirildi. (Gündoğdu Kavşağına acilen köprülü bir kavşak yapılmalı.)

40 senelik alt yapı sorunu onun döneminde çözüldü ve artık ilimizde alt yapı diye bir sorun yok…

Merkez ve ilçelerde Doğalgaz onun döneminde hayata geçirildi…

İlimizin birçok bölgesinde TOKİ evleri yapılıp, çirkin görüntüler yerini site ortamına bıraktı.

Tüm kamu binaları yenilendi, tertemiz şekilde hizmete açık durumdalar…

Köhnemiş olan eski devlet hastanesi yıkılıp yenisi yapıldı ve yeni binamız içi ve dışı ile pırıl pırıl.

Doğum hastanemiz kısa sürede Türkiye’de sayılı hastaneler arasına girip, pilot hastane oldu…

Açılacak olan yeni 250 yataklı hastanenin de bu sene içinde yapımına başlanacak...

Haserek Kayak Tesisimiz doğunun incisi olarak gösterilmektedir...

Çevre düzenlemeleri, tali yollar, sosyal hizmetler, açılan tekstil atölyeleri, organize ve küçük sanayi siteleri, hayvan hastanesi, parklar, tüm köylerin parke ile döşetilmesi, yeni sağlık ocakları, hizmet binaları, ilçelere gönderilen araç-gereç ve kaynakların arttırılması gibi daha nice sayamadığımız gelişmeler yine Sn. Cevdet Yılmaz döneminde gerçekleşen önemli hizmetlerden bazılarıdır.

Diyeceksiniz ki “bunların birçoğu zaten rutin gelişmelerdir. Onun katma değer sayılacak hizmetleri nelerdir?” diye… Peki, ben de buradan bunu soranlara soruyorum; bu yapılanlarda, ‘onun hızlandırması, teşviki, katma değeri veya direk etkisinin olmadığını’ nereden biliyoruz..!

E madem bilmiyorsak, neden hüsn-ü zan varken, su-i zan besliyoruz..! Hemşerimiz diye mi?

Sadece duyumlarla aleyhte yorum yapmak, ne İslami’dir, ne de Delikanlılığa yakışmaz. Varsa somut bir hata, kusur… bunları belki söylemekte beis yoktur. Ancak tahminlerle, sübjektif duyumlarla, sokak ağzıyla, bilgiden uzak olacak çıkarımlarla insanları karalamak doğru değil diye düşünüyorum.

Peki, eleştirilerin hiç mi haklılık payı yok… Olmaz olur mu..!

Hele hele Mülakatlar… Hele hele kurumlara eleman alırken isimlerin belirlenmesi… Hele hele Kamuya bürokrat ve yönetici atamalarında liyakat yerine şahsi güven ve bölgesel denge…

Bu saydıklarım da maalesef tüm Türkiye’mize yayılmış büyük kanayan yara ve hatalardır…

Bu konuda Sn. Cevdet Yılmaz ilimiz özelinde bir şey yapabilir miydi.? Evet yapabilirdi...

Belki birçoğunuza abes gelebilir ama ben olsam şöyle yapardım: Dörtyol’u kapatır, vekil, il başkanları ve yöneticileri toplar, halkın önünde; “ben bu koltukta olduğum sürece, bu ilde tek bir kişiye karşı mülakatta haksızlık yapılmayacak, ihaleye bizlerin yakınları müdahil olmayacak, tek bir kuruma liyakat dışında isim atanmayacak. Bu konuda kimseye taviz vermeyeceğim” diye söz verir ve takipçisi olurdum.

Böyle bir düzen ve dönemde bu hayalim belki de çocukça görülür. Ama bence doğrusu bu ve bir gün bu ilde bunu yapacak birileri mutlaka çıkacaktır. Bunu yapacak bir-iki isim de biliyorum..!

Netice olarak; Bingöl’ümüzde doğup büyüyen, akademik kariyeri ve başarıları ile kendini dünyaya kabullendiren, ülkemizin zor süreçlerinde kabinelerin çeşitli kademelerinde dik duran ve -taraflı olalım olmayalım- bulunduğu parti ve davasını satmayan, küçük büyük hiç kimsenin kalbini kırdığına şahit olmadığımız, kimsenin ekmeği ile oynadığını duymadığımız, nezaketi ve saygısı ile dikkat çeken Sn. Cevdet Yılmaz’ın kıymetinin yeterince bilinmediğini belirtmek istiyorum.

Baştaki sözü tekrar hatırlatarak makalemize son verelim; “Başka illere gittiğimizde, Bingöllüler gelmiş diye bizlerin önünde ayağa kalkıp baş tacı ederler ama memlekete geldiğimizde ise -aynaya bakmadan- bizleri küçümser, aşağılar, eleştirirler!”

Ebetteki eleştireceğiz ki biz diğer yazılarımızda eleştirdik, eleştirmeye de devam edeceğiz. Ama yiğidi öldürsek te hakkını yemeyeceğiz. Ülke, ümmet, memleket ve kendisi için hayırlısı ne ise o olsun…

Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler… Saygılarımla…