LA(HAVLEL)İK DURUMLAR

 

Laiklik nedir? Sosyal hayata katkıları ve insanlığa kazandırdıkları nelerdir? bu alanda bu güne kadar yazılmayan söylenmeyen kalmamıştır bu nedenle bu konuda yazılacak yeni şeyler yoktur ancak bu günlerde yeni anayasa hazırlığı kapsamında meclis başkanı İsmail kahraman beyin laiklik ile ilgili sözleri bir anda ülkenin gündemine oturdu bu münasebetle üzerinde durulması ve tartışılması gereken konu şu olmalıdır. Laiklik ilkesi toplumu birleştirici değil ayrıştırıcı bir pozisyonda iken o bir şeyleri koruyamazken onu ısrarla korumanın mantığı nedir kısacası laiklik anayasal güvencede olmazsa ne olur.

‘’Laik düzende din kişisel bir vicdan sorunudur’’dolayısıyla bu özel bir alandır. Siz dini bu özel alandan çıkarıp toplumsal refah ve bireysel huzur için yaşamak isteseniz dahi laik sisteme aykırıdır.

Gelişmiş ve modernleşmiş dünyada var sayalım ki bizi bazı durumlardan korusun diye bizlerde laiklik için kavgalar verdik ve onu koruma adına yasal bir güvenceye kavuşturduk, laik düzende de dinin kişi ile Allah arasında özel bir alan olduğunu kabul ettik, 80 yıldır aşamadığımız hangi sorunu aşabileceğiz?

28  Şubat sürecinde hızını alamayan bazı aşırı kindar ve art niyetli hukukçular sokağı ve apartmanı dahi kamusal alan ilan ederken, dinde Allah ile kişi arasında başka birinin göremeyeceği bir ortamda hata vicdanda yaşanacaksa bir dine inanan kişi aynı zamanda toplumun bir parçası iken günün kaç saatinde vicdanlı kaç saatinde vicdansız(dindar ve dinsiz) olarak yaşayacak?

Din aynı zamanda anlatılarak öğretilecekse bu tebliğ Allah ile vicdan arasında mı olacak?

Kişi yaşayacağı dinin vecibelerini(laik düzende din eğitimi laikliğin niteliğine de aykırı olduğuna göre)vicdanına danışarak yoksa Hz. Musa gibi önce cisimlerden başlayarak mı öğrenecek?

Kişinin inandığı din sadece birkaç ritüelden ibaret değilse toplumsal yaşamı da içine alacak emirleri barındırıyorsa laiklik ile din arasındaki bu ayrılıkta kişi hangi tarafta yer alacak?

Din kimsenin keyfine göre sınırını çizip bir alana hapsedecek kadar küçük değil ki o alandan çıkarılması bir şeylere aykırı olsun. 

 

Dini bir alana hapsetmenin bir tek nedeni olabilir ondan kurtulmak. Peki bu mümkün mü?

Laik sistemde sistem dinden arındırılmak istenirken bireyinde dinsizleştirilmesi veya dinden habersiz yetişmesine sebep olunmaktadır. Din de dinin alanı dışında kullanılmamalı ve istismar vesilesi yapılmamalıdır. İnsanların dindar yetişmesinin önüne engel koyarsanız din istismarcılarının ortaya çıkmasını sağlarsınız.

Laik sistemin en fazla müdahale ettiği alan eğitim olmuştur. Yıllarca eğitim laik olması ve mutlaka dinden arındırılması savunulmuştur. Birincisi bu mümkün değildir. İkincisi laiklik için eğitimin dinden arındırılması neden olmazsa olmaz olsun.

Sonuç olarak; eğer laik sistemle amaçlanan şey devletin işleyişine dini ve ideolojileri karıştırmamaksa(amaç dinsizleştirme değilse) o zaman anayasada hiçbir ideoloji referans alınmamalıdır. Hata bu ideolojiler sadece referans olarak alınmıyor aynı zamanda vatandaşa zorla dayatılıyor.

Sayın meclis başkanı İsmail kahramanın ifade etmek istediği ve yaşadığınız ülkede inanılan din aynı zamanda evrensel ise o ülkenin anayasasında o dinin ilkelerine atıf yapmanın önünde neden bir engel olsun? İnanılan din evrensel de olmayabilir bunlar azınlıkta olsa bir ülke kendi vatandaşının inandığı bu dinin değerlerine kendi anayasasında atıfta bulunması neden başka toplumlara ve laikliğe sıkıntı yaratsın?

Şimdi asıl mesele şu; yazının başında da dediğimiz gibi laiklikle ilgili yazılmayan, çizilmeyen, söylenmeyen kalmadı temel anayasamızda yer almasına rağmen şimdi ben şunu söylüyorum yeni anayasada laiklik olmazsa anayasamızda dini değerlere ve geçmiş devlet geleneklerimize atıf yapılırsa ne zararı olur?

 

Musa APUHAN