İşi, toplumun ihtiyacı üzerine yasa yapmak olan meclis, son dönemlerde toplumun maslahatını değil kendi ideolojik duruşuna göre yapılmak istenen yasalara karşı çıkmaktadır.

Durum böyle olunca, toplum adına yapılmak istenen hiçbir konuda toplum doğru bilgilendirilmemekte veya yasaların çıkarılma amacı arada kaynayıp gitmektedir.  

Ülkemizde bu alışılagelen durum, son yapılmak istenen toplumun bir çok kesiminin de sıkıntısı haline gelen ve muhalefet tarafından, yalan yanlışlarla bulandırılmak istenen cinsel istismar yasası.

Önce yapılmak istenen şeyin ne olduğunu doğru bilmek adına, maddeyi burada arz edeceğim;

"Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının Geçici 1. maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesini teklif ederiz.

"(2) Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçundan, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zaman aşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur. Bu fıkra uyarınca fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suçtan azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazının ortadan kaldırılmasına karar verilir."

Sosyolojik olarak incelendiğinde, ülkenin bir gerçeği olan erken yaşta evlilikler, ailelerin rızası, düğün-dernekler eşliğinde yapılmaktadır. Yasalarla bunlar engellenmek istenmişse de bunun tam önüne geçilememiştir. Bu birlikteliklerden çocuklar dünyaya gelmektedir. Doğumlar doktor kontrolünde olduğu için vaka savcılıklara intikal ettirilmekte, yasalar gereği gerekli yargılamalar yapılıp failler cezalandırılmaktadır. Neticeye bakıldığında koruma adına yapılanlar, beraberinde daha büyük bir yanlışı doğurmaktadır. Bu durumlarda resmi evlilik olmadığı için koca cezaevine girmekte, eş gencecik yaşta bebeğiyle ortada kalmaktadır. Öncelikle bunu hepimiz kabul edelim; bunlar birer tecavüzcü değil, istismar suçu işleyenler de değil. Peki geleneklerine göre evlendirilen bu gencecik insanlar, başkalarının mağduru oluyorlar. Asıl önlenmesi ve bilinçlendirilmesi gerekenler, bu gençlerin anne ve babaları değil mi? Bugün küçük yaşta evlendirildiği için cezaevlerinde binlerce kişi bulunmaktadır. Onların iki üç katıda dışarıda mağdur edilenler vardır. Yasaya bakıldığında bu bir kez geriye dönük işletilmek üzere çıkarılmıştır.

Sanal basında çokça dillendirilen ve "insanlar tecavüzcüleri ile evlendirilmek isteniyor söylemi büyük bir çarpıtma aynı zamanda yaşı küçükte olsa çocukları olmuş anne ve babaların onuruyla oynamak ve onları aşağılamaktır bu söylem asla kabul edilemez.

Eğer bu ülkede bir yasa mağdur kadınlar, çocuklar ve dağılan aileleri korumak için yapılıyorsa, bunun aleyhine olmak pansuman değil, yarayı kaşımaktır.

Yaşı küçük çocukların, ailelerinin yaptığı bir hatadan dolayı 15-20 yıl cezaevlerinde kalmaları, bir diğerinin doğurduğu yavrusuyla ortada kalması insafsızlık, haksızlık  ve gayri insani bir durumdur. Yapılmak istenenle bu durum ortadan kaldırılacaksa buna mani olmak hiçbir akıl sahibinin karı değildir.

Söz konusu istismarsa, mağdurun yaşına ve cinsel kimliğine bakılmaksızın toplum olarak karşı çıkalım ve bu türlerin en ağır bir şekilde cezalandırılmaları için gerekli her türlü eylem ve söylemde bulunalım. Dolayısıyla yapılan bu son çalışma ile ben toplumun ciddi bir yarasının tamir edileceğini düşünüyor ve yasayı yerinde buluyorum.