Bingöl’de HÜDA PAR Gençlik Kolları, 6-7 Ekim olaylarında hayatını kaybeden Yasin Börü ve Arkadaşları için Bingöl Belediyesi Kültür merkezinde program düzenledi.
Programda konuşan Avukat Emin Güneş, 6-8 Ekim katliamlarını yapanlarının hesapları ters teptiğini belirterek, “Allah’ın yardım ettiğine kim galip gelebilir.” dedi.
Bingöl Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Özlem Ajans sanatçılarının seslendirdiği ezgi ve ilahilerle devam eden program sinevizyon ve ardından 6-8 Ekim olaylarını canlandırıldığı tiyatro gösterimi yapıldı.
Düzenlenen Programa konuşmacı olarak katılan Avukat Emin Güneş, “6-8 Ekim şehitlerimizin bu yılki anma yıl dönümleri, Şehitlerin Efendisi Hz Hüseyn’in Kerbela’da şehadeti yani Muharrem ayına denk geldi. Bizim şehitlerimiz arasında bir fark yok. O Hüseyin bu Hüseyin, Şeyh Ahmet Yasin, bizim Yasin… Bunlar arasında bir fark yok. Şehadet öyle bir mertebedir ki, Peygamberlikten sonra en yüce mertebe ve en yüce makamdır. İnsanlığın nasıl maddi makamları varsa manevi makamlarının da olduğunu belirten Güneş, bu manevi makamların en büyüğü ve en yücesi kuşkusuz Peygamberliktir, bundan sonra en yüksek makam şehadet mertebesidir.” dedi.
“Şehadet mertebesine ulaşmak için Cihad mektebine kaydolmak lazım.”
Güneş, şunları söyledi: “ Cihad mektebi mezunları ya şehit olurlar, ya da Yusufi olurlar, ya gazi olurlar, ama illa ki bir mertebe ve bir makam alırlar. Bütün insanların hayal ettiği şey nedir, biliyor musunuz? O da ölümsüzlüktür! İnsanlar yüz yıl, değil bin yıl ömrü olsa ölümden korkarlar, çekinirler, işte Allah ölümsüzlüğün yolunu göstermiş. Ölmek istemiyor musunuz öyleyle şehit oldun. Ancak şehitler ölmez.” İfadelerini kullandı.
“Bir davanın şehitleri varsa onlara gıpta edilir”
Şehadetle yaşayanlara özlem ve gıpta ettiğini ifade eden Güneş, “İslami faaliyet yürüten bir çok camia vardır. Kendi adıma söylüyorum. Hiçbir yapının ve camianın maddi gücü bende bir gıpta ve özenti oluşturmadı. ‘Bu kadar devasa binaları var, şu kadar mensupları var’ demedim, hiç umurumda bile olmadı. Ben hep şuna gıpta ettim; ‘Ne kadar şehitleri var’ eğer ki biz birbirimizle bu dava uğruna şehadet yarışına girersek, işte o zaman davanın bayrağı olan Kelime-i Tevhid en yükseklere çıkar. Mesele burada.” diye konuştu.
“Yasinler sahipsiz değil”
Güneş,FETÖ/PDY ve PKK’yı kast ederek, Müslümanlara karşı yaptıkları yanlışlar konusunda defalarca uyarılmalarına rağmen yanlışlarına devam ettiklerini belirterek şunları söyledi:
“Müslümanlara karşı savaşan, mücadele edenleri zaman zaman uyardık. Özelikle bugünlerde gündem olan FETÖ’cüleri. Onların ileri gelenlerini uyardık. Dedik ki siz kendinizi güçlü hissedebilirsiniz, ardanızda Amerika olabilir. Çok sayıda kadronuz olabilir. Her yerde güçlü olabilirsiniz. Ama biz de kimsesiz değiliz ha! Biz de sahipsiz değiliz ha! Bizim sahibimizi de bir kenara not edin ha! Gelinen nokta her şeyi gösteriyor. Bu günleri bize gösteren Allah’a hamd olsun. Nasıl rezil oldular ve müminler nasıl izzete kavuştular? Ötekilerine de dedik; Yapmayın, etmeyin, Yasinleri yakmayın. Yasin’i çocuk mu zannediyorsunuz, kimsesiz mi zan ediyorsunuz? Yasin’in dayandığı gücü fark etseydiniz uykularınız kaçardı. Akıllı olun. Dokunmayın, sonra ne oldu biliyor musunuz? Cizre bodrumlarından yanan cesetler çıkarıldı. Yasinlere onu yapmayacaktınız.” İfadelerini kullandı.
“Allah’ın yardım ettiğine kim galip gelebilir?”
Güneş son olarak, “Allah, “benim dinime yardım edeni yardımsız bırakmam” buyuruyor. Allah’ın yardım ettiğine kim galip gelebilir? Allah müminlerin dostudur. Eğer biz bir yerde zillete düşmüşsek, sahipsiz kalmışsak kendimizden bileceğiz. Allah’a karşı olan dostluğumuzu gözden geçireceğiz. Biz ona dost kalırsak o bizi yalnız bırakmaz. Onun vadi haktır. O vadinden dönmez.” şeklinde konuştu. Program yapılan duayla sona erdi. (İLKHA)