MD PRESTİJ DERGİSİ -ÖZEL-
Gençlik dönemindeki atılgan ruhlu, işadamı döneminde mütevazi kişiliği ve siyaset döneminde Bingöl’ün Fevzi babası rolünü üstlenmişti. O, her şeyi yaşadı, her şeyin de üstesinden gelmesini bildi. Siyaset arenasında Gençlerin ‘Başın düşerse dara Fevzi Babayı ara’ sloganları eşliğinde yürüyüp meclisin yolunu tuttu. Bingöl için çalıştı, Bingöllülerin Ankara’daki kapısı oldu. Bingöl’ün simge isimlerinden biri haline gelen Fevzi Berdibek ile özel söyleşimiz;
BİNGÖL’ÜN SİYASİ TARİHİNE FEVZİ BABA İSMİ KAZINDI. BUNU NEYE BORÇLUSUNUZ?
Kibirden Allah’a sığınırım. Tabi siyaset farklı bir alan Siyasette mütevazı oldun mu, alçak gönüllü oldun mu, saygı sevgi nezaket gösterdin mi, siyaset kendiliğinden sana bir nam veriyor. Benim hayatım, siyasette insanlara saygıyla hürmetle geçti. İnsanları baştacı yaptım. Özellikle mütevazı Bingöl halkı hakikaten de bu konuda her şeye layık olmakla beraber her zaman onların yanında onların emrinde olmaktan şeref duydum. Bingöl’ümüz çok güzel bir yer. İnsanları mert, insanları cömert, insanları mütevazı, insanları alçak gönüllü, bizde bu neslimize layık olma yönünde hürmette kusur etmemeye özen gösterdik. Bu toplumun sana bakış açısı neyse onu kabullenme mecburiyetindeyiz.
Toplumun siyasetçiye bakış açısı kötüyse kötü, iyiyse iyi. İyilik noktasında biz Bingöllü kardeşlerimizin gönlünde taht kurabilme adına bir şeyler yapabilmişsek ne mutlu bizlere. Bu yüzden de yaşamam boyunca Ben Bingöl halkına hizmet etmekten duyduğum onuru her platformda dile getirdim. Bununla birlikte Bingöllülerin emrinde olmaktan da şeref duyarım. Aynen bu böyle de devam edecektir. Takdir toplumundur. Toplum isterse siyasetçiyi, rezil eder, isterse vezir eder. Bu yüzden bize yakışan da rezaletten uzak, toplumla entegre yaratmaktır.
BAĞIMSIZ ADAY OLARAK SEÇİME GİRMEK BÜYÜK BİR CESARET İSTER. BAĞIMSIZ ADAY OLDUKTAN SONRA SEÇİM ÇALIŞMALARINIZI NASIL YÜRÜTTÜNÜZ?
Bağımsız aday olmak hakikaten çok zor. Siyasette bir adamın gücü partiyle değil, kendi gücüyle ortaya atmış olduğunu tezi taktir toplar. Siyasette her daim şu var; ‘Bağımsız seçilen adam, rüştünü ıspatlar’ o yüzden de ben yola çıkarken bir slogan bulmuştum. ‘Bir kesimin değil, her kesimin adayıyım’diye…
Siyasette, aşiret noktasında kendimi bir bölgeye ait görmedim. Ben; Sancaklıyım, Ovalıyım, Nakşanlıyım, Ilıcalılıyım, Yamaçlıyım, Azlıyım, merkezliyim, her tarafın adamıyım. Ben Zıkteliyim, Tavzlıyım, Sivanlıyım, Azlıyım ben her tarafın temsilcisiyim. Bu yüzden siyasette bir kesime sığınırsan siyaset seni alır götürür. Ben o günkü şartlarda Genç ilçemizde, Solhan ilçemizde ciddi oylar almıştım. Solhan’da akrabalık bağlarım olmamasına rağmen halkımız bize teveccüh gösterdi. O günkü şartlarda aldığım oylar; halkımız onları temsil etme noktasında bize güvenmenin ve bize inanmışlığın sonucuydu. Çünkü ben hiçbir zaman bölgecilik yapmadım, aşiretçilikten uzak durdum. Siyasi hayatım boyunca dar bir çerçeveye sığınmadım.
Şunu söylemek isterim. Bana gelen vatandaşımıza kimsin demem. Öncelikle benden isteğini talebini dinlerim. İşini yaparım. Ondan sonra kim olduğunu sorarım. Duasını da aldım mı bu bana yeter. Bana gelen her vatandaşımın işini çözmek için gayret gösterdim. Hepsinden dua aldım. İşte ben siyasi hayatımda vatandaşımdan aldığım dualarla ayakta durdum. Toplumla entegre olunduğun da toplum her zaman destek verir. Bağımsız da seçime girsen, bir partinin çatısı altında seçime girersen toplum seni ayakta tutar. İstediğimiz kadar siyasi arenada kalalım. Dönüp dolaşacağımız yer yine Bingöl olur. Tekrar milletimize geleceğiz. Onlarla bir olacağız. İşte o zaman toplumla yüz yüze geldiğimizde onların karşısına başımız dik çıkmamız lazım. Bağımsız aday olduğumda, bir partinin çatısı altında seçime girdiğimde, seçimi kazanıp ya da kaybettiğimde yine arkamda aynı gücü gördüm. Vatandaşımız yine beni sahiplendi. Her türlü durumda bağrına bastı. Hiç dışlanmış hissetmedim. Ama şunu iyi biliyorum. Milletvekili seçilemediğim zaman daha çok sahiplenildim. Daha çok değer gördüm. Teselli edildim. Belki milletvekili olduğumuz zaman bazı sorumluluklarımız var ama biz bağımsız aday iken emin olun daha çok değer gördük.
BİNGÖL’E ÖZELLİKLE AK PARTİ DÖNEMİNDE YAPILAN YATIRIMLAR OLDU. SİZCE BİNGÖL’ÜN BUGÜNE KADAR ALDIĞI EN ÖNEMLİ YATIRIM HANGİSİ? VE BİNGÖL’ÜN ŞUAN HANGİ YATIRIMA İHTİYACI VAR?
Yıllar öncesinde Bingöl’de kış aylarında kapanan yollar olurdu, kazaların olduğu ve herkesin geçerken korktuğu yollar vardı. Doğu batı kuzey güney eksenindeki bu yolların duble yol olması, virajların düzeltilmesi, rampaların indirilmesi bizler için hayaldi… Mesela, kış aylarında sürücülerin korkulu rüyası olan Bingöl Elazığ arasındaki Ğezik Geçidi, Bingöl Solhan arasındaki Buğlan Geçidi, Bingöl Erzurum arası Herdo Geçidi, Bingöl Diyarbakır arası Kurni Geçidi AK Parti döneminde korkulu rüya olmaktan çıktı.
Gün geldi hayallerimiz gerçekleşti. Eskiden yolların çukurunu, virajlı olmasını rampalı oluşunu tek şeritli olmasını konuşurduk, şuan duble yolları, sıcak asfaltları konuşuyoruz. Gençlerin belki yıllar önce Bir Üniversite hayali, bir Havalimanı hayali, Çapakçur köprüsü hayali ile Bingöl’ün fiziki anlamda sağlık ve eğitimde iyi olma hayali vardı… Bunlar hepsini gerçekleştirdik. Bunlar birlikte; Organize sanayi bölgesi, alt yapı üst yapı, deprem bölgesi olan ilimizde kentsel dönüşüm konusunda yatırımlarla devrim yarattık.
Şehirlerde vatandaşlarımızın hayallerini gerçekleştirdik, fakat köylerimizi unuttuğumuzu sanmasınlar… Köylerimizin yüzde 90’nına Köydes eliyle devletimiz milletine dokundu. ‘Köylü Milletin Efendisidir’ sözü sloganda kalmadı. Biz 280 bin insanımızı kucaklıyoruz.
Köylerimiz için; dar ve stabilize yollarımız artık geniş ve asfalt oldu. Köy içinde çocuklar çamur bataklığından kurtuldu. Parke taşı ile köylerimizin merkezlerini yeniden dizayn ettik. Suyu, elektriği, alt yapısı olmayan köylerimiz neredeyse kalmadı. Sütaş yatırımı… Sütaş yatırımı Bingöl’ü aşan bir olaydı. Sütaş ile birlikte Bingöl bölgenin cazibe noktası olacak. Doğrudan ve dolaylı olarak 10 bin aileye ekmek kapısı oldu. Bingöl’ümüzde yapılan diğer güzel yatırım ise yine bölgeden insanlarımızın uğrak yeri olan Haserek Kayak Tesisi…
Bingöl’ün gelişmesi ve yatırımların gelmesi için Bakanımızla, İl başkanımız, ilçe başkanlarımız, kadın ve gençlik kollarımızla birlikte bir sistem dahilinde çalışıyoruz. El ele gönül gönüle verdik ve Bingöl için çalışıyoruz.
Bu değerlerin arkasına baktığımız zaman şunları görüyorum; hak, hukuk ve adalet noktasında bakmak lazım. Hiçbir zaman ailemden, çevremden siyasi kimliğimi kullanarak bir işe müdahil olmadılar. İşte bizi vatandaşın gözünde güçlü kılan nedenlerden biri de budur. Milletvekili olduğum dönemde babam hastanede hasta kuyruğunda bekliyordu. Kendisini aradım dedimki baba arzu edersen seni özel hastaneye götüreyim. Babam bana şu cümleyi kullandı. ‘Evladım sen milletvekili oldun diye biz kendimizi farklı bir yere koymamalıyız. Biz toplumun bir bireyi olarak en küçük çocuk kendisini nasıl görüyorsa bizde kendimizi o şekilde konumlandırmalıyız.’ Evet bu bir babanın bir milletvekili oğluna söylemidir. Bu yüzden de mütevazı olursak Millet bizim seçime hangi yol ile girdiğimize bakmaz. İsmimizin önündeki partinin amblemine bakmaz…
Bağımsız girdiğim seçim gerçekten çok zor şartlarda geçti. Hiçbir teşkilatın yok. İlçe başkanların, yok, gençlik ya da kadın kolların yok. Düşünsenize böyle bir seçime giriyorsunuz. Tek başınasın… ve o dönemde 10 bin geçerli 6 bin geçersiz toplam 16 bin oy aldım. Hem de o dönemdeki toplam oy sayısı 70 bindi. Yani yüzde 30 civarında. Şuan İstanbul gibi milyon seçmenlerin olduğu yerde bağımsızlar 5/10 bin oy alırlar ve bu çok büyük oy derler. Ben o dönemde yaklaşık yüzde 30 civarında oy aldım. Ciddi bir rakamdı. Milletimizle samimi olalım ve ayrım yapmayalım. Ankara’dayım ve 24 saat telefonum ve kapım açık. Hiç kimse Fevzi Berdibek benim telefonuma dönmedi giyemez. Bir kişi çıkarsa böyle siyaseti bırakırım. Bu yüzden vatandaşımıza layık olmaya çalışıyor onların hayır dualarını alıyoruz.
Dikkat ederseniz son aylarda bakanlarımız Bingöl’e geliyor. Bakanlarımızın her gelişi ilimizin yeni yeni yatırım almasını sağlıyor.
Bingöl’ün en çok ihtiyacı olan yatırım ise bana göre istihdam yaratan yatırımlardır. Sütaş gibi devasa yatırım Bingöl’de 10 bin vatandaşımıza dokunacak. Yeni istihdam hamlelerinin Bingöl’e gelmesi için çabalarımız devam ediyor. Bingöl’e büyük tekstil atölyelerinin gelmesi için alt yapı çalışmalarımız devam ediyor. En az 3 ila 5 bin kişiye dokunan yeni yatırımların gelmesi için gayretlerimiz devam ediyor.
MECLİSTE BİNGÖL BALINI DAĞITTIĞINIZDA NASIL TEPKİLER ALIYORSUNUZ?
Bingöl Balı, dünya ikincisi seçildikten sonra ciddi anlamda bir isim yaptı. Bende buna mecliste bal dağıtarak destek oluyorum. Son yıllarda neredeyse her yıl mecliste en az 2 ton bal dağıtıyorum. Ulusal kanallarda Bingöl balı mecliste dağıtıldı haberleri bile en büyük tanıtımdır. Nasıl ki; Amasya Elmasıyla, Diyarbakır Karpuzuyla, Çorum Leblebisiyle nam yapmışsa Bingöl’de balıyla nam yaptı. Artık herkes, Bingöl’ün neyi meşhur diye sormuyor. Biliyorlar artık kaliteli balımızın meşhur olduğunu. Mecliste Bingöl Balı diyalogları bile en büyük tanıtımdır.
Bingöl balımız belki isim yaptı ama diğer taraftan baktığınız zaman; Soğukçeşme Kavurması, Yedisu Fasülyesi, Sivan Pekmezi ve Bingöl’ün Cevizi de meşhur artık.
AKTİF SİYASETİ BIRAKTIKTAN SONRA NELER YAPMAYI DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Siyaset artık hayatımızın her kademesinde yerini aldı. Halkımız bize bir misyon yükledi. Bu misyondan kaçmak, ya da kurtulmak derdinde değiliz. Halkımız ne zaman ki dur derse o zaman yetkinin sahibi olan halkımızı dinleriz. Tabi aktif siyaseti bıraktığımda, bir sahil kentine yerleşip hayatımın geri kalanını tatil havasında geçirmeyeceğim. Yine soğuk ve çileli Ankara’nın dar sokağındaki evimde misafirlerimi ağırlar, Bingöl ile ilgili sorun ve sıkıntıların çözümü için kafa yorarım. Fevzi Berdibek’e tabiri caizse artık rahat yüzü yok. (burada gülüyor) Halkımızın sıkıntısını nasıl aktif siyasi hayatımızda çözüyorsak, siyaseti bıraktıktan sonrada çözmeye gayret edeceğiz. Fevzi Berdibek her Bingöllünün Ankara’daki kapısıdır. Bu böyle biliniyor. Ve böyle de devam edecek.
SON OLARAK, BİNGÖL DEYİNCE AKLINIZA NE GELİYOR? SORUSUYLA SÖYLEŞİMİZİ TAMAMLAYALIM
Bingöl’de aktif bir rol üstlendikten sonra halkımız bize siyaset arenasını gösterdi ve bizi siyasete sürükledi. Tabi siyasete girmeden önce Bingöl’e olan duygusal bağım biraz farklıydı. Siyasete girdikten sonra artık Bingöl’e nasıl hizmet getirebiliriz üzerinde durduğumuz gibi vatandaşımızın sıkıntılarını nasıl çözebilirizin üzerinde yoğunlaştık. Tabi zaman geçti, yaşımızda bir hayli ilerledi. Başımı yastığa koyduğumda şöyle bi Bingöl’ü düşündüğümde aklıma, yağan yağmur sonrası buram buram kokan toprağın kokusu geliyor. Gençlik yıllarımızda tüten tandır gördüğümüzde kim olduğuna bakmadan buram buram kokan ekmeğin çıkmasını beklediğim günler aklıma gelir… Şimdileri ise; Afatlara gittiğimde depremin izlerinin silindiği, Uydukente gittiğimde yeni bir şehir oluştuğu, Aşağı Çarşıya gittiğimde yapılacak vadi projesini gözümde canlandırıp oranın Bingöl’ün en cazibeli merkezi olacağı heyecanına kapılırım. Bingöl’ün her sokağı, her mahallesi ayrı bi güzel. Kış ayında Haserek’te kayak yapmanın heyecanını taşıyan vatandaşlarımız, Yaz aylarında Murat Nehrinde Kano sporu yapmak için sabırsızlananlar aklıma geliyor. Sonbahar aylarında ihtişamlı akan Perisu Nehrinin güzelleştirdiği kıyılardaki ağaçların ve sararan doğanın büyülü görüntüsü aklıma gelir. İlkbahar aylarında yüzenadaya, ılıcalarda fotoğraf çektiren vatandaşlarımız aklıma geliyor. Yani Bingöl deyince aklıma huzur ve mutluluk geliyor.



