Tema Bingöl Temsilcisi Cuma Karaarslan, 21 Mart Orman Haftası ile ilgili gazetemize yaptığı açıklamada Bingöl’e kışlık odun deposu gözüyle bakılmasının yanlış bir tutum olduğunu söyledi. Karaarslan “ Bingöl’ün orman durumu malum literatürde kayıt edildiği üzere, son yıllarda yaşanan gerek güvenlik, gerek talan gerekse başka yaklaşımlarla bakılan kereste odun deposu yaklaşımıyla bakılan bir yer durumdadır. Bu nedenle literatürdeki kayıtlarla hiçbir şekilde örtüşmüyor.  Bingöl alan ortalaması itibariyle Türkiye’nin ikinci büyük orman varlığına sahip bir kenttir. Tunceli ve Bingöl meşe orman varlığına sahip olduğu alan Tunceli’de 28,6, Bingöl’de 28,4’lük bir orandır” dedi

“BİNGÖL’ÜN ORMAN ALANI YÜZDE 28,4’TÜR”

Orman Bölge Müdürlüğü’nün Elazığ’da olması ve buna rağmen Elazığ’ın orman varlığının Bingöl ve Tunceli’ye göre az bir alana sahip olmasına dikkat çeken Kararslan; “Elazığ’ın orman alanı yüzde 16’iken bizim orman alanında ki oranımız 28,4’tür. Orman Bölge Müdürlüğünün Elazığ’da olmasına rağmen sahip oldukları oran ortadadır. Bu yüzden benim şahsi fikrimce Bölge müdürlüğünün ya Bingöl’de ya da Tunceli’de olması gerekirdi. Biz bu konuyu defalarca platformlarda dile getirdik ve gereğinin yapılmasını söyledik. Ama bu demek değildir ki bölge müdürlüğün başka il’de olması diğer bir ile yatırım yapılmayacağı anlamına gelmez” dedi.

“AĞAÇ KARDEŞLİĞİNE NİSAN SONUNA KADAR 15 KÖY İLE DEVAM EDECEĞİZ”

21 Mart Orman Haftası nedeni ile Tema Bingöl Temsilciliği tarafından başlatılan ‘Ağaç Kardeşliği Farkındalık Projesi’ Saray İlköğretim Okulu’nda ilk adımının atıldığını aktaran Tema Bingöl Temsilcisi Cuma Karaarslan, Nisan ayının sonuna kadar 15 köye daha bu farkındalık projesi ile ağaç dikimini yapacaklarını söyledi. Karaarslan ; “Bingöl Tema olarak ağaç kardeşliğinin ilk adımını saray ilköğretimde attık Nisan ayının sonuna kadar 15 köy çalışması ile devam edeceğiz” dedi.

“ÇALIŞMALAR YETERLİ DEĞİL”

Bingöl’ün orman çalışmalarının yeterli olmadığını değerlendiren Karaaslan; “Görebildiğimiz kadarıyla orman ekosistemindeki bozulma, bozulma eşiğini nerde ve nasıl hangi dengede tutabileceğinizi yapılan bilimsel çalışmalar gösterir. Bizim arzu ettiğimiz şey şuydu, yeni bir bilim keşfetmiyoruz biz diyoruz ki Allah ne verdiyse sizin doğanıza tutup onun genini ve orjinini geliştirin. Örneğin meşe yok olduğu zaman onun yerine meşe ekin, ceviz mi yine yerine ceviz ekin ama başka bir ağacı ekmeyin. Bakın son 20 yılda Bingöl’de yaban elma ağaçlarımız yok oldu. Bunun nedeni kısır tohumlu hibrit denilen meyve ağaçlarının tohumuyla başladı. Çünkü kısır oldukları için meyveler de üremeyi tozlaşmaya sporlanmayı üremeye dayalı olarak ürettikleri için meyve ağaçlarını da kısırlaştırır” dedi.

“ORMAN VASFINI YİTİRMEZ, İNSAN ORAYI YOK EDER”

Orman Haftası ile Su Haftasının aynı tarihlere denk gelmesine değinen Karaarslan; “Bir yandan orman talanı diğer yandan temiz su kaynaklarımızın kirlendiği ve yok olduğu endişesi var. Küresel iklim değişiminden kaynaklı olarak bu yıl Bingöl deki kar oranı genel olarak kendi dokusunda ki kar oranı yüzde 30’larda yani oldukça az bir orandır. Dolayısıyla bizde bu yüksek rakımlı arazinin tek su kaynağı kardır. Yerin altında herhangi bir su hazinesi falan yok onu besleyen kardır. Ağaç kardeşliği ve su farkındalık zinciri de evrensel bir değerdir. Bingöl de ki ağaç Ankara da ki sudur. Böylesine birbirine bağlı bir atmosferden bahsediyoruz. O yüzden bu tür çalışmaları genele yayıp koruyucu bir nesil üretmemiz lazım. Şuan da alan ortalamasına göre orman alanımız yüzde 20’lerin altında ki bu olan da harita üzerindedir. Artık orman değil çalıdır. Çalı orman değildir. Biz bu ormanların tekrar yüzde 28’lere ulaşmasını sağlamak için uğraşan bir kurumuz. Diyoruz ki orman vasfını yitirmez, insan orayı yok eder” dedi.

 “ORMAN, ATMOSFERDEKİ SUYUN VE OKSİJENİN TEK ANAHTARIDIR”

Ormanların bir seferde talan edildiğini söyleyen Karaarslan, Orman atmosferdeki suyun ve oksijenin tek anahtarı olduğunu dile getirdi.  Karaarslan; “  Örneğin ameliyata gireceğiniz zaman doktor sizi on defa ameliyat etmez. Çünkü tek seferdeki on ameliyat sizi öldürür. Diğer hastaklıklar için belirli bir süre geçtikten sonra tekrar ameliyat olursunuz. Ama bizler ekosistemin bütününü bozduk. Bir ormanı bir seferde talan ettik. Orman atmosferdeki suyun, oksijenin tek anahtarıdır. Biz bütün ormanları talan ettik. Dolayısıyla kapı işlevini görmemeye başladı. Bu nedenle kar azalmaya başladı, yağmur azalmaya başladı, atmosferde yaşanan kirlenme, karbonlaşma ile küresel iklim değişimi dediğimiz küresel ısınmaya neden oldu” dedi.

Küresel ısınmanın tahmininden erken olduğunu söyleyen Karaarslan şunları belirtti. “Bunun daha önceki tahminleri 200 yıl sonra olacak 2 derecelik ısınmanın 20 yıl içerisinde 1.5 derece ile gerçekleştiğini görüyoruz. Tahmininden erken olduğunu ve vahim bir durumun ortaya çıktığını gördük. Hükümetler bu konuda tedbir almaya başladılar. Karbonu azaltma tedbirlerinin başında yeniden ormanı diriltmek ve yeniden ormanlaştırmak diye çalışmalar başladı. Bizde sivil toplum örgütleri  olarak farkındalık çalışmaları içerisindeyiz malum sivil toplumlar ülkeyi kurtaran değil o ülkenin kendisini kurtarmasını öğreten yapılardır. İlimi ve bilgiyi alır ve insanlara hatırlatır”

“NÜFUS ARTIĞI ZAMAN İLK SALDIRILAN YERLER ORMAN ALANLARIDIR”

Dünyada Oksijen üreten tek varlık ağaç ve yeşil doku olduğunu söyleyen Karaarslan; “ Oksijen üretimini mali olarak hesapladığımız zaman ortalama bir ağacın bir günde 10 bin dolar gibi bir maliyeti var. Eğer üretmeye kalkarsınız makine ile maliyeti budur. Bunun da dünyaya yeterliliğini ölçerseniz henüz bu kadar paranın olmadığını anlarsınız. Doğal olarak ağaçlar vasıtasıyla bunun ücretsiz olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla baktığımız zaman insan tüketendir. Nüfus artığı zaman ilk saldırılan yerler orman alanlarıdır. Orman alanlarını paraya çevirmek, bu alanları tarıma açmak sonra da bu tarım alanlarını inşaata açmak gibi ardışık hata zincirleri yaşanmaya başlıyor” dedi.

 

 “BİR AĞACIN 16 BİN TANE GÖREVİ VARDIR”

Bir ağacın odun olmanın dışında 16 bin tane bilimsel fonksiyonel ispatlanmış görevi olduğunu söyleyen Cuma karaarslan; “Bir ağacın odun olmanın dışında 16 bin tane bilimsel fonksiyonel ispatlanmış görevi vardır. Suyu üretmekten tutunda böceklere yuva olmasına kadar birçok görevi vardır. Düşünün bir saatte 2.6 kilogram oksijen üretiyor. İnsanın saatte ihtiyaç duyduğundan çok daha fazla üretiyor. Bu yüzden orman alanlarının acilen hükümetler tarafından hem özele hem de kurumlara düzenlenip kapatılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.