Türkiye’yi yasa boğan depremlerin ardından Kuzeydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatları arasında yer alan Bingöl’de vatandaşlar tedirgin. Bingöl’de 1971 ve 2003 yıllarında yaşanan yıkıcı depremlerin verdiği hasarın izleri Bingöl insanının zihnindeki yerini halen koruyor. Kahramanmaraş’ta yaşanan ve asrın felaketi olarak nitelendirilen depremler, Bingöl’de bir önceki travmatik deneyimin hatırlanmasını sağlayıp toplumun olumsuz travmatik yaşantılarını tetikledi. İki önemli fay hattının kesiştiği şehirde olası bir depreme karşı önlem alınması ve Bingöl’ün afet bölgesi ilan edilen iller arasına dahil edilmesi gibi talepler yüksek sesle dile getiriliyor. 1 Mayıs 2003 tarihinde Bingöl’de meydana gelen depremde 176 kişi hayatını kaybetmiş, 6 bin yapı hasar görmüştü. Sosyal medyada Bingöl’ün afet bölgesi ilan edilmesi için çalışmalar başlatıldı. İldeki birçok STK konuya ilişkin açıklamalarda bulunarak Bingöl’ün afet bölgesi ilan edilmesi için çağrılarını yineledi.

Bingöl Müteahhitler Birliği Başkanı Murat Bürlükkara, Bingöl’ün afet bölgesi ilan edilmesi için çağrıda bulundu. “İlgili kurumlar zaman kaybetmeden gerekli önlemleri almalı” diyen Bürlükkara, yer bilimcilerin Bingöl için yaptıkları uyarıların dikkate alınması gerektiğini söyledi.

"BİNGÖL AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMELİ"

İlgili kuruluşların paylaştığı verilere dikkat çeken Bürlükkara, “Bingöl iki önemli fay hattının kesiştiği bir noktada. Ülkemizde yaşanan her deprem felaketinin ardından uzmanlar Bingöl’de kesişen Kuzeydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu faylarına gözlerini çeviriyor. Uzmanların Bingöl konusunda yaptıkları çağrıları ilgililerin duymasını istiyoruz. İlgili kurumlar zaman kaybetmeden alınabilecek her türlü tedbiri almalı. Uyarılar ve önlemler konusunda konuşması gereken, bilgi alınması gereken yerler resmi kurum ve kuruluşlar olmalı ve bu bilgiler ışığında halkımızın da endişeleri göz ardı edilmemelidir. Endişeliyiz, ancak bu endişemiz paniğe dönüşmeden sağduyulu bir şekilde hareket ederek gerekenlerin yapılması noktasında ilgili kurum ve kuruluşları hassasiyetli davranmaya teşvik etmeliyiz. Biz müteahhitler birliği olarak yaptığımız tüm görüşmeler ışığında, ki bu görüşmelere üyelerimiz de dahil memleketimizin ihtiyaçları doğrultusunda her türlü desteği ve özveriyi gösterme noktasında çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bünyemizde bulunan teknik arkadaşlar ve yerelde de üyelerimizle yaptığımız çalışmalar yapı stoku ve mevcut durumla alakalı tabloyu az çok göstermektedir.

İlgili kuruluşlar tarafından yapılan açıklamada, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin ardından Bingöl’de yapılan hasar tespit çalışmalarında kontrol edilen 153 binadan 64’ünde ağır hasar meydana geldiği yer aldı. Hasar tespit çalışmalarının yapılmadığı ve kontrol edilmeyen birçok yapı mevcut. Bu bilginin referans alınması dahi Bingöl’ün afet bölgesi ilan edilmesi için yeterli.” şeklinde konuştu.

"BİNGÖL'DE YAPI STOKU ÜÇE AYRILABİLİR"

Bürlükkara, alınabilecek önlemlere ilişkin Mimar ve Mühendislerden edindiği bilgileri şöyle aktarıyor:

“2003 depreminin ardından şehirde yapılan yapılar, ilgili deprem yönetmeliğine göre inşa edildi.  2011 yılından itibaren ülkemizde ve şehrimizde yapı denetim kuruluşları faaliyete başladı. 2011 yılından itibaren inşa edilen yapıların denetimleri ilgili yönetmeliklere göre yapı denetim kuruluşlarınca kontrol edilmeye başlandı.

Bingöl Müteahhitler Birliği olarak uzmanlardan aldığımız bilgilere göre şehirde bulunan yapıları üç kategoriye ayırabiliriz. Edindiğimiz bilgilere göre; İlgili kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan teknik ve gözlemsel analizler sonucunda 2003 öncesinde inşa edilen yapıların beton kalitesinin ve basınç dayanımlarının düşük olduğu tespit edilmiştir. İlgili kurumlarca 2003 öncesi inşa edilen yapılarımızın ivedilikle incelenip gerekli müdahaleler yapılmalıdır.

2003-2011 yılları arasında inşa edilen yapılarda ilgili deprem yönetmeliğine uyulduğu, gerekli denetimlerin yapıldığı belirtiyor. Fakat beton kalitesinin laboratuvar ortamında test edilmediği yapılar için performans analizi yapılaması önerisinde bulunuyorlar.

2011 sonrası inşa edilen yapılarda gerekli denetimlerin yapı denetim kuruluşlarınca denetlendiği bilgisini edindik.

Bir diğer önemli husus ise yapılarda sondaj çalışması yapılarak, çıkacak sonuca göre zemin güçlendirme çalışmaları yapılmalı. Zemin çalışmalarının önemli, yeni yapılacak imar planında yeni yerleşim alanlarının açılıp fay hatlarından uzak yerleşke sağlanması gerekmektedir. Afet bölgesi ilan edilmesiyle daha önceki depremlerde hasar almış ve yeterli yeni stokunun bulunmaması sebebiyle tahliye edilememiş vatandaşlarında sorununun çözülebileceği, afet sonrası konutlar yapılması yerine afet öncesi konutların sağlam zeminli alanlar da yapılması gerekmektedir. Vatandaşlarla yaptığımız istişarelerde ‘nereye gidelim’ sorusuna da ivedilikle çözüm bulmak gerekmektedir. Evet hasar tespiti önemli bir boyut ancak tespitin sonuçlandırılması daha önem arz etmektedir.”

Editör: MD MEDYA GROUP_