Derleyen: Ömer ŞANLI

Anadolu’nun, iklim ve toprak yapısı farklılığı nedeniyle değişik türlerde endemik bitkilere sahip olduğu belirtilen çalışmada, kısmen tehlikeli, kolayca bulunabilen ve tüketilmesinde sakınca olmayan birçok bitki bulunduğu ifade edildi.

Bingöl’de yetişen ve yenilebilir bazı yabani bitkiler:  Anadolu Adları (Bingöl’e özgü adları)

1. Arap otu, Ekinebesi, Karamık, Karamuk, Karanfil (Mastiyerık)

2. Körmen, Sir, Yabani sarımsak, Yabani soğan (Sir, Sirmo)

3. Dana soğanı, İt soğanı, Kuzukulağı (Tırşık, Tırşok)

4. Dağ körmeni, Dağ sarımsağı, Karga sarımsağı, Körmen (Sirek, Kahar)

5. Sirken, Horozibiği otu (Selmı)

6. Sığırdili, Yılandili (Gelzun)

7. Melek otu (Helerg)

8. Yılan burçağı, Yılan pancarı (Kardı)

9. Kuşkonmaz (Melcı, Melacu)

10. Çobançantası, Kuşekmeği, Kuşkuş (Pencek)

11. Aksirken, Akkaz ayağı, Yabani ıspanak (Leğendur)

12. Çiriş, Dağ pırasası, Gülük, Sarı çiriş, Gulik (Çiriş, Yeling)

13. Eşek dikeni, kenger (Guetık)

14. Çakşır, Çaşır, Köfte otu, Sarı çaşır, Cağ otu (Heliz)

15. Govalak, Govalat, Işgın, Revam, Revas, Rimbez, Şingi, Uçkun (Işkın, Rıbês)

16. Labada (Tırşık Bayır)

17. Kuzukulağı, Evelek (Tırşık)

18. Yemlik (Marşıng)

19. Acırga, Eşek turpu, Hardal otu, Ispata, Turp otu, Mamanik, Giyle (Vaş Terew)

20. Cızgan, Dalağan, Dalan, Isırgan Otu (Gerzınık, Geznık)

21. Su teresi (Kıje, Tuzik)

22. Çiğdem (Henek, Pivok)

23. Yarpuz (Pune, Pung)

24. Dağ kekiği (Unıx)

25. Zahter, Cahtiri (Zature)

26. Ekinebesi, Yumurta otu (Mastêrık, Dolma)

27. Semizotu (Perpar, Pırpır)

YENİLEBİLİR YABANİ BİTKİLERİ

Çalışmada, Bingöl’de yetişen bitkiler hakkında şu bilgilere yer verildi:

GELZUN (ANCHUSA AZUREA):

Anadolu’da Tort, yılandili ve sığırdili olarak bilinen ve yemeği yapılan bu bitkinin, dünyada neredeyse her bölge üzerinde yetişen çeşitleri mevcut olmakla beraber ömürleri yaklaşık iki yıldır. Haziran ve ağustos ayları arasında mor renk çiçek açar ve boyları 20-150 cm’dir. Daha çok yol kenarlarında ve ekilmiş yerlerde bulunurlar. Gövdeleri ve yaprakları dikenimsi tüylerle kaplıdır. Türkiye’de Tekirdağ’dan Ardahan’a kadar birçok bölgede yetişmekte olan Gelzun otunun yaprakları sebze olarak tüketilir. Bitkinin yaprakları özellikle ilkbahar ve yaz aylarında haşlanıp soğanla kavrularak yemek olarak tüketilir. Ayrıca börek ve diğer hamur işlerinin içinde kullanılmaktadır. Bingöl ilinin hemen hemen her yerinde yetişen gelzun otu, taze yaprak ve gövde kısımları haşlanıp, eritilmiş tereyağı ve taze çökelek ile karıştırılarak tüketilir. Ayrıca taze yaprakları ilde “Kılç” olarak adlandırılan gözleme iç harcı olarak da kullanılmaktadır.

isirgan-otu

GERZINIK, GEZNIK (URTİCA MEMRANAEA):

Anadolu’da cızgan, dalağan, dalan ve ısırgan otu olarak da bilinen Gerzınık, çok yıllıklı ve otsudur. Yaprakları ve gövdesi yakıcı tüylerle kaplanmış, tohumlu, çoğunda sütsü öz bulunmayan, basit yapraklı, küçük çiçekli, su kaynaklarına yakın yerlerde yetişen yabani bir bitkidir. Boyu 60 cm’ye kadar uzayabilmektedir. Türkiye’de taze gerzınık otu yapraklarının çorba olarak tüketilmesi oldukça yaygındır. Bölgelere göre değişmekle birlikte ısırgan otu, otlu omlet, ısırgan otu çorbası, ısırgan otlu tavuk köftesi, ısırgan otu püresi, ısırgan otlu lahmacun, gözleme ve ısırgan otlu börek gibi birçok yemek yapılmaktadır. Türkiye’nin her bölgesinde olduğu gibi Bingöl’de de dağ, tarla ve bahçelerde yabani olarak yetişen gerzınık otu pirinçli çorba, börek, gözleme ve nohutlu yemeği yapılarak tüketilir. Ayrıca yaprak kısımları güneş görmeyen serin yerde kurutularak kış aylarında değerlendirilmektedir.

GUETIK (GUNDELİA TOURNEFORTİ):

Türkiye’de çoğu bölgede yetişen; Çakırdikeni, çengel otu, henger, kalağan, kengi otu, kepre, kingar, tatlı sakız otu, kanak sakızı gibi çeşitli isimlerle de anılan guetık otu, özellikle Doğu Anadolu bölgesinde Nisan ve Mayıs aylarında dağlık bölgelerde kendiliğinden yetişmektedir.

Kenger bitkisi; çok yıllıklı, tüylü, sütlü, dikenli ve otsu yapıya sahip bir tür olup yüksekliği 40-50 cm’ye kadar çıkabilmektedir. Gövdesi az dallı, kısa ve kalın olan bitkinin yaprakları derimsi, damarlı beyazımsı ve tüylüdür.

Bu bitkinin hem yeşil kısmı hem de toprak altında kalan kökleri insanlar tarafından yiyecek olarak farklı şekilde tüketilmektedir. Örneğin; Doğu Anadolu’da guetıkın enginara benzeyen baş kısmı ve taze sapları sebze olarak yenilmekteyken, İç Anadolu ve Akdeniz Bölgelerinde kavrulup taş dibeklerle ezilmiş olan meyvelerin elenmesiyle elde edilen ürün, Kenger kahvesi olarak tüketilmektedir. Köklerinden elde edilen yoğun sütten de sakız elde edilir ve halk arasında şifa niyetine çiğnenir.

Bingöl ilinin neredeyse her yerinde (özellikle ağaçsız ekilmemiş düzlük ve bayırlarda) yetişen guetık otu, yöre halkı tarafından yaygın olarak kullanılır. Karların erimesi ile filiz vermeye başlayan otun, toprakaltı genç sürgünlerinin dış yüzeyi temizlenmek suretiyle haşlanır; eritilmiş tereyağı ve taze çökelek ile karıştırılarak tüketilmektedir. Yumurtalı omleti yapılan guetık otunun enginara benzeyen başçığı ise ayran çorbasının içinde kullanılır. Gövde kısımları haşlanıp salamura edilerek kış aylarında turşu olarak kullanılır; ayrıca unlu yumurta bulamacına (pane) bulanarak kızartması yapılır ve kahvaltılarda tüketilmektedir.

HELERG (ANGELİCA ARCHANGELİCA):

Anadolu’da melek otu olarak bilinen “helerg” maydanozgiller familyasından olup, iki-dört yıllıklı, dayanıklı otsu bir bitkidir. Helerg otu; ülkemizin Doğusunda ve Bursa Uludağ civarında yetişmektedir. 70-200 cm. uzayabilen, hoş bir kokusu olan bitkinin yaprakları çok parçalıdır. Silindir biçimli gövdesinin içi boş, çiçekleri beyaz ya da pembemsidir. Dünya genelinde daha çok kökleri kurutulup çay olarak tüketilen helerg bitkisi, Doğu Anadolu’da gövde ve yaprak sapları soyulup sebze olarak yenir. Ayrıca Bursa yöresinde bu yaprak saplarından reçel yapılır. Bingöl ilinde ise sap kısımları taze iken toplanır. Saplarının dış kabukları soyularak haşlanır ve tereyağlı çökelekli ezmesi yapılır. Ayrıca haşlanan helerg bitkisi, kış aylarında kullanılmak üzere derin dondurucularda saklanmaktadır.

HELIZ (FERULA MEİFOLİA):

Çaşır, çakşır, cağ olarak da bilinen helız, kendiliğinden yetişen, buruk tadı olan; kokulu, sağlam, çok yıllıklı yabani bir bitkidir. Nisan ve Mayıs aylarında dağlık alanlarda toplanan helız bitkisinin yalnızca gövdesi tüketilir. Doğu Anadolu Bölgesinde bulgurlu pilavı yapılan ve suda haşlanarak sade bir şekilde yenilebilen helız, patates haşlamasıyla da karıştırılıp yenilir. Ayrıca haşlanmış haliyle unlu yumurta bulamacıyla kaplanıp yağda kızartılır. Yapılan bu yemek “çaşır kızartması” veya “çaşır kavurması” olarak adlandırılmaktadır. Bingöl ilinin Muş ve Erzurum şehirlerine sınır olan Doğu ilçelerinde toplanan heliz bitkisi yaprak ve tüylerinden arındırılır. Normal su ile diri kalacak şekilde haşlanır ve tereyağlı çökelekli ezmesi yapılır. Kahvaltılarda yumurtalı omleti yapılan helız bitkisi uzun süre bekletilecek ise tuzlu su ile salamurası yapılır. Turşu hali ise yumurtalı un bulamacı ile kaplanarak yağda kızartılmak suretiyle tüketilmektedir.

HENEK (CROCUS SSP):

Çiğdem soğanı olarak da bilinen Henek, henüz kültüre alınmamış; doğada kendiliğinden yetişen yabani bir bitki türüdür. Tıbbî ve besin olarak kullanım özellikleri bulunduğundan doğadan yoğun bir şekilde toplanması nedeniyle devamlılıkları tehlike altındadır. Dünyada toplam 85, Anadolu’da 40’a yakın çeşidi bulunan Henek, nişasta ve şeker içeren kökleriyle ilkbaharın müjdecisi olan yiyeceklerdendir. Çiğ haliyle de tüketilen soğanlar hem yemeklerde, hem de tatlılarda kullanılır. Çiğdem aşı, çiğdem pilavı, çiğdem sütlüsü (tatlı) en popüler yemekleridir. Yemek ve tatlıların dışında külde pişirilebilir. Ayrıca Karadeniz Bölgesi’nde una bulayıp kızartması yapılır. Henek bitkisinin çiçeği ise yiyecek-içecek endüstrisinde yenilebilir çiçeklerden biri olarak kullanılmaktadır. Henek, özellikle Bingöl ili Genç ilçesinde kullanılır. Toprak altından çıkartılan soğanların üzerindeki kahverengi ağ kılıfı soyulup, “Germiya Duê” olarak bilinen ayran çorbasına katılarak tüketilir. Bunun dışında ateşte pişirilerek ya da közlenerek yenilmektedir.

iskin-otu-nedir-faydalari-nedir

IŞKIN (RHEUM RİBES):

Işkın otu bitkisi diğer Rheum türleri gibi dağlık yerleri seven çok yıllıklı otsu bir bitkidir. Doğu Anadolu Bölgesi (Ağrı, Bingöl, Elazığ, Hakkâri, Kars, Van) illerinin rakımı yüksek kayalık ve çakıl yamaçlarda kendiliğinden yetişmektedir. Pazı gibi ekşi dalları olan otun sapları (gövdesi) yılın iklimsel özelliklerine ve rakıma göre; nisan, mayıs ve haziran aylarında toplanıp tezgâhlarda satılmaktadır.

Tadı buruk ve ekşi olan ışkın bitkisi, kartlaşıp liflenmeden ve tomurcuk dönemi geçmeden toplanmalıdır. Pek çok Doğu ilinde sapları ve sürgünlerinin tüylü kabuk kısmı soyulup tuzlanarak çiğ olarak meyve gibi yenirken, çeşitli yemekleri de (kavurma, omlet vb.) yapılır. Bingöl ilinin Kuzey (Yayladere, Yedisu) ve Doğu (Karlıova, Solhan) ilçelerinin yüksek dağlık alanlarından toplanan ışkın bitkisi çiğ olarak tuzlanıp yenilmektedir.

KARDI, KARDU (ARUM MACULATUM):

Bingöl ilinde Kardu olarak isimlendirilen bitki; Anadolu’da Yılan bıçağı, yılanyastığı, yılandili, vinik, nivik, deliot, gâvur pancarı veya yaban pancarı olarak adlandırılır. Genellikle nemli, yaprağını döken meşe gibi karışık orman alanlarında, çalı ve kaya diplerinde yetişir. Taze iken zehirli olan bu ot kurutulup haşlandığında zehri gider. Kardı otunun Akdeniz Bölgesinde (Adana, Kahramanmaraş, Osmaniye) tırşık çorbası, Karadeniz’de ise nivik çorbası yapılır. Bingöl’de ormanlık alanlarda ve meşe ağacının gölgesinde yetişen bu bitki, uzun saplı olduğu için örülür ve güneş görmeyen havadar ortamlarda kurutulur. Bitkinin kavurmalı nohutlu çorbası yapılmaktadır.

KIJE, TUZİK ( NASTURTİUM OFFİCİNALE):

Anadolu’da “Su Teresi” olarak isimlendirilen bitkinin kalp şeklinde küçük yaprakları, beyaz çiçekleri vardır. Sulu alanlarda ve su kenarlarında yetişir. Terenin kullanıldığı her yerde onun yerine kullanılabilir. Anadolu’da; salatalarda, çorbalarda, böreklik karışımlarda kullanılırken; Bingöl ilinde ise sadece salatalarda kullanılmaktadır.

LEĞENDUR (CHENOPODİUM ALBUM):

Sirken Otu, akkaz ayağı, yabani ıspanak olarak da bilinir. Türkiye’de neredeyse her bölgede yetişir. Bu otun yaprakları yayvan ve tırtıklı, ıspanakgiller familyasından bir bitkidir. Uzunluğu 150 santimetreye kadar ulaşabilir. Bu bitki boş bırakılan tarım alanlarında, pancar, patates ve sebze tarlalarında yoğun olarak bulunmaktadır. Bölgelere göre değişmekle birlikte taze yaprakları çok az haşlanarak salatalara eklenir. Yine ıspanak tarzı yumurta kırılarak yenilir. Haşlandıktan sonra kavrularak da tüketilir. Sirken otlu omlet, sirken otu çorbası, gözleme ve sirken otlu börek, yumurtalı sirken gibi birçok yemek yapılır. Bingöl’ün hemen hemen her yerinde yetişen leğendur otu, yöre halkı tarafından soğan ve çökelek ile karıştırılarak börek ve gözleme yapımında kullanılır. Ayrıca yumurtalı ıspanak yemeği yapılmaktadır.

MELCI, MELACU (ASPARAGAS OFFİCİNALE):

Kuşkonmaz olarak bilinen melcı otunun anavatanı Akdeniz ülkeleri, Avrupa ve Anadolu’dur. Türkiye’de özellikle Ege Bölgesi’nde sarmaşık, kedirgen, dilkimen, tilkişen, kuşkonmaz olarak adlandırılan melcı; dikenli dallara sahip ve zambakgiller familyasındandır. Makarna soslarına, sebzeli tartlara, çorbalara girmekte, yumurtalı kavurması yapılmaktadır. Bingöl yöresinde Murat Nehri havzasında Nisan ayında doğal olarak yetişmektedir. Bingöl yöresindeki pazarlarda satışına rastlanılan kuşkonmaz otu, salata, çorba ve yumurtalı ezme olarak yapılmaktadır. Ayrıca haşlanıp yemek olarak da tüketilmektedir. Genç ilçesinde toplanan kuşkonmazın yoğurtlu çorbası yapılmaktadır.

PENCEK (CAPSELLA RUBELLA):

Anadolu’da Çobançantası, Kuşekmeği, Kuşkuş ve yemlik olarak isimlendirilir. Turpgiller familyasının bir çeşididir. Yol ve tarla kenarlarında yetişir. Boyu 50 cm kadardır. Yaprakları rozet şeklinde olup, demet görünümündedir. Çiçekleri beyazdır. Bingöl ilinde körpeyken çiğ yenilen pencek otunun Anadolu’da çeşitli pişirme yöntemleriyle (kavurma ve haşlama) tüketilmektedir. Ayrıca salata, çorba, etli yemek, bulgur veya pirinç pilavında da kullanılmaktadır.

PERPAR (PORTULACA OLERACEA):

Türkiye’de, Pirpirim, Semizotu, temizlik otu, soğukluk ve can otu olarak da bilinir. Etli ve hafif ekşimsi küçük yaprakları ve gövde kısımları ile pirinçli ve kıymalı yemeği yapılmaktadır. Bitkinin sapları ve yaprakları ıspanak gibi hafif asidik ve tuzlu tadı ile lezzetlidir. Sıklıkla Akdeniz, orta Avrupa ve Asya ülkelerinde yenilebilir ot olarak tüketilmektedir. Hafif buğulu minik yaprakları olan sarı çiçekli yabani semizotunun Türkiye’de altı cinsi bulunmaktadır. Taze hali ile tüketilebilen perpar otu, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da kurutularak da tüketilir. Ayrıca çiğ şekilde salatalarda, sap kısımları turşu yapımında, tohumları ise çekilip una katılarak kullanılır. Bingöl’de sıkça tüketilen, hem çiğ olarak hem de pişirilerek yenilen bir sebze türüdür. Çiğ hali ile salata ve cacık yapılan perpar otu, dalları ve yaprakları haşlanıp sarımsaklı yoğurt, tereyağı veya taze çökelek ile tüketilmektedir.

PUNE, PUNG (MENTHA PULEGİUM):

Ballıbabagiller familyasında yer alan pune otu, çok yıllıklı, yayılıcı özelliği olan bir bitkidir. Anadolu’da pülüskün, yarpuz, filiskin gibi isimler ile bilinir. Mentha ya da mentol adlı aroması olan punenin; mor, lila, mavi veya pembe çiçekleri kümeli ve yaprak kısımları çiçek kümelerinin altına yerleşmiştir. Rutubetli toprakları seven pune bitkisine, sulak alanlarda sık rastlanır. Yaprak kısımları bitki çiçeklenmeden önce toplamalı ve gölge yerlerde kurutulmalıdır. Pune kuru ve taze haliyle baharat olarak yemeklere, salatalara, çorbalara katılır. Bingöl ilinde sulak olan bütün alanlarda yetişen pune otu, nane gibi ayran çorbasına ve salatalara eklenerek kullanılmaktadır.

SİREK, KAHAR (ALLİUM AMPELOPRASUM):

Köremen, yabansarmısağı ve kır soğanı olarak isimlendirilir. Kültür sarımsağını andıran kalın dallı yabani sarımsak türünden biridir. Sap kısmı topuza benzer birçok küçük, beyazdan pembeye farklı renklerde çiçekten oluşur. Anadolu’da birçok yemeğin yapımında (çorba, omlet, kavurma, börek iç harcı ve makarna soslarında) kullanılır. Türkiye’nin doğusunda “sirmo” olarak adlandırılıp yöresel peynir yapımında kullanılır. Yöre mutfağında sarımsak gibi kullanılır. Ama sarımsağın rahatsızlık veren yoğun kokusunu taşımadığından daha fazla tercih edilmektedir. Bingöl ilinin her bölgesinde yetişen sirek otu, bahar başlarında sofralarda yerini alan ilk ot çeşididir. Çiğ olarak yenildiği gibi, bulgurlu pilavı, salatası, yumurtalı omleti ve gözlemesi yapılarak da tüketilmektedir.

TIRŞIK (RUMEX TUBEROSUS):

Halk arasında kuzukulağı ya da ebem ekşisi, ekşilik, ekşimik veya turşu otu diye de adlandırılan tırşık otu; ıspanakgiller familyasından olup, kırsal alanlarda ve gölge yerlerde kendiliğinden yetişen veya kültür olarak yetiştirilen bir ottur. Yaprakları büyük ve oldukça etlidir. Çiçeklenmeden önce toplanır. Anadolu’nun birçok yöresinde böreklerin içinde, çorbalarda ve böreklik karışımlarda kullanılırken, Bingöl’de pirinçli çorbası ve sarması yapılmaktadır.

UNIX (SATUREJA HORTENSİS):

Dağ Kekiği olarak da adlandırılır. Genellikle çorak topraklarda yetişir. Haziran ve Ekim arasında toplanır ve kurutularak yemeklerde baharat olarak kullanılır. Bu nedenle “baharat otu” olarak da adlandırılmaktadır. Anadolu’nun ve Bingöl’ün birçok yerinde yetişir ve yöre insanları tarafından et yemekleri ile çorbalara katılarak kullanılmaktadır.

VAŞ TEREW (RAPHANUS RAPHANİSTRUM):

Ekilen alanların inatçı ve istenmeyen otu sayılan terew otu, turpgiller ailesinin kendiliğinden yetişen bir üyesidir. Kültür turpuna göre kazık gövdesi daha cılızdır ve yenilebilir özellikte değildir. Terew otunun yaprakları hardal otundan daha az sivri olup, terew otunun sapının içi dolu, hardal otununki ise boştur. Ege Bölgesinde sonbahar aylarından, Mayıs ayına kadar toplanır. Anadolu’da kavurması, salatası, çeşitli yemekleri yapılan terew otunun Bingöl ilinde ise sadece salatası yapılmaktadır.

13784324-728xauto

YELING, ÇİRİŞ (EREMURUS SPECTABİLİS):

Çiriş, Dağ pırasası, Gülük, Sarı çiriş, Gulik, gibi isimler ile bilinen yelıng otu; ilk bakıldığında pırasaya benzediğinden yabani pırasa olarak anılır. Ancak pırasaya oranla daha küçüktür. Nisan ayında doğada kendiliğinden boy gösteren yelıng, sarıçiçekli ve otsudur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun dağlarında ve İç Anadolu’da yetişmektedir. Anadolu’da yemeği yapılan yelıng otunun Bingöl yöresinde kavurmalı, bulgurlu çorbası yapılmaktadır. Haşlanarak, yağda kızartılarak veya yumurtayla kavrularak pişirilmekte, hatta helız otu gibi bulgur pilavına katılmaktadır.

BİNGÖL’DE OT FESTİVALİ DÜZENLENİRSE GASTRONOMİ TURİZMİNE KATKI SAĞLAYACAKTIR

Bu bilgilerden hareketle, gastronomi turizmi kapsamında Bingöl’ü ele alırsak bölgede kendiliğinden yetişen bazı yabani yenilebilir bitkilerin olması gastronomi meraklısı insanlar için çekim gücü oluşturacaktır. Hangi otun hangi yemekte kullanıldığı, hangi pişirme tekniklerinin uygulandığı, çiğ mi yoksa pişmiş mi tüketilmesi gerektiği gastronomi tutkunları açısından merak konusu olacaktır ve Bingöl mutfağı gastronomi turizm pazarında ön plana çıkacaktır. Başka bir önemli nokta ise Türkiye’de düzenlenen ot festivallerinin Bingöl’de de düzenlenebileceğini, gastro turistlerin bu festivallere katılarak Bingöl’deki gastronomi turizmine katkı sağlayacak olmalarıdır. Sebze yerine tüketilebilen otlar sağlık açısından faydalı besinlerdir. Turistler, turizm çeşitlerinden biri olan sağlık turizmi kapsamında hangi ot hangi hastalığa iyi gelir sorusuna yanıt bulmak için bir yerden başka bir yere seyahat ederek turizm faaliyetini gerçekleştirmiş olurlar. Sağlık turizmi amacıyla Bingöl’e seyahat ederek şifalı otlardan satın alıp, nasıl tüketilmesi gerektiğini öğrenip, pişirerek veya çiğ tüketerek şehirden ayrılması yine gastronomi turizmine katkı sağlayacaktır.”

-SONUÇ VE ÖNERİLER-

Otların yöresel isimleri, bölgelere göre farklılıklar göstermektedir. Bu çalışmada sadece Bingöl’de yetişen bazı yenilebilir yabani bitkiler Bingöl’e özgü isimleri ile ele alınmıştır. Fiziksel özellikleri, nasıl yetiştiği, iklim ve coğrafi koşulları, nasıl pişirildikleri, hangi yemeklerde kullanıldıkları incelenmiştir. Kendiliğinden yetişen bu yabani yenilebilir bitkiler bölge halkı tarafından bilinip tüketilse de gastronomi festivalleri, ot festivalleri ile tanıtımları yapılarak Türkiye’de yayılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir. Böylelikle Bingöl’deki yabani yenilebilir bitkilerin çeşitliliği ile Bingöl’ü ziyaret eden turistlerin olması, gastronomi turizm pazarındaki çekiciliğini artıracaktır.

Bingöl’de Gelzun, Gerzınık, Helız, Kardı, Pencek, Işkın gibi otlar sıklıkla yemeklerde, salatalarda, çorbalarda farklı pişirme teknikleriyle kullanılmaktadır. Ancak Bingöl özelinde yapılan bu çalışmada yörede yetişen yenilebilir yabani bitkilerin bir kısmı ele alındığından çalışma sınırlı kalmıştır. Fakat bu çalışma örnek alınarak, Bingöl mutfak kültürü ile yöre halkının hangi otlar ve baharatları kullandığı araştırılarak literatüre katkı sağlanmış olunacaktır. Bingöl gastro kültürü ile ilgili yeterince çalışma bulunmadığından karşılaştırma imkânı sınırlı olmuştur. Bu çalışmanın bundan sonraki çalışmalara örnek teşkil edeceği ve karşılaştırma yapılma imkânı sağlayacağı düşünülmektedir.

Sonuç olarak, bu çalışma Türkiye’de yaşayan kişilerin Bingöl’de yabani yenilebilir hangi otların yetiştiği, hangi yemeklerde kullanıldığı ve nasıl tüketildiği konusunda bilgi sahibi olmalarını sağlayacaktır. Yöresel ot yemeklerini gelecek nesillere aktararak unutulmasına engel olacaktır. Yörede kendiliğinden yetişen otların yaygınlığından dolayı ot festivallerinin düzenlenmesine imkân sağlayacaktır; aynı zamanda yörenin gastronomi turizmini canlandıracaktır. Yörede yetişen otların yaygınlığından, farklı pişirme tekniklerinin uygulanarak, besin değerlerinin araştırılarak, farklı kullanım alanlarını ortaya çıkartarak yeni araştırma konuları ortaya konularak literatüre katkı sağlanmış olunacaktır.

Araştırma Bingöl iliyle sınırlı kalmış olup, sadece Bingöl ilinde kullanılan otlar hakkında detaylı bilgi verilmiştir. Bundan sonraki araştırmalarda bu otların gastronomi turizmi kapsamında değerlendirilebilmesi için öneriler üzerine araştırma yapılabilir. Ayrıca bu otların füzyon mutfağı kapsamında kullanılabilirliği uygulamalı bir şekilde incelenebilir. Araştırma kapsamında, Bingöl ilinde kullanılan ot türleri ve yiyecek içeceklerde kullanımına ilişkin bilgilerin alanyazına katkı sağlaması, bu konuda çalışacak olan akademisyenlere ve sektör çalışanlarına rehber olacağı düşünülmektedir.”

Editör: MD MEDYA GROUP_