Bingöl'deki inşaat, makina, çevre, maden, ziraat, harita, mimar ve jeoloji mühendisleri odalarının temsilcileri, ortak basın açıklaması yaparak Bingöl'ün Afet Planı'nın hazırlanması çağrısında bulundular.

Bingöl'de yaşanmış depremlerin ve bu depremlerin sebep olduğu kayıpların hatırlatıldığı açıklamada, şehrin depremsellik riskinin yüksekliğine işaret edilip, Bingöl'ün afet bölgesi ilan edilmesi çağrılarının desteklendiği de vurgulandı. 

İşte o açıklama ve teknik veriler ışığındaki o çağrılar;

“İNCELENEN 153 BİNADAN 64'Ü AĞIR HASARLI”

Bilindiği üzere ülkemiz bir deprem ülkesi olmakla birlikte hemen hemen her ilimizin de depremsellik açısından büyük risk altında olduğu önemli bir gerçekliktir. İlimiz Bingöl ise yurdumuzun önemli bir kısmını etkileyen iki büyük fay hattı olan Kuzey Doğu Anadolu Fay Hattı ve Doğu Anadolu Fay Hattının kesişiminde yer almaktadır. Bingöl'ün, yurdumuzun depremsellik yönünden en riskli bölgesi olduğunu ifade edebiliriz. Son yüzyıl içinde 1934, 1949, 1950 1968, 1971 ve 2003 yıllarında olmak üzere Bingöl merkezli 6 yıkıcı deprem yaşanmış olup bu depremlerde 1538 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, 18 bin bina hasar görmüş ve bunlardan 9 bini yıkılmıştır. Günümüzde ise Bingöl ile ilgili Yer Bilimcileri ve Deprem Uzmanları, sıklıkla uyarılarda bulunarak, özellikle Bingöl-Karlıova arasında Doğu Anadolu Fay Hattının Kuzey Doğu ucunda en son depremin 1766 yılında olduğunu ve bu kısmın yoğun olarak enerji biriktirdiğini ifade ederek, fayın bu kısmındaki olası bir kırılmanın çok bekleyemeyeceğini özellikle vurguluyorlar. Özellikle 6 Şubat günü meydana gelen depremlerden sonra yapıların hasar durumu ile ilgili Bingöl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğüne çok sayıda başvuru yapılmış olup bu başvurulara binaen hasar tespit çalışmalarına başlanılarak şu ana kadar toplamda 153 bina incelenmiştir. İncelenen binalardan 64 tanesi ağır hasarlı olup incelenemeyen çok sayıda bina mevcuttur.

“KAYIPLAR, HAZIRLIKSIZ SİSTEMİN NETİCESİDİR”

Varoluştan bu yana deprem gibi doğa olaylarının sıklıkla meydana geldiği ve bundan sonra da geleceği apaçık bir gerçekliktir. Bu gerçeklik karşısında acil olarak, beklemekte olan potansiyel enerjimizi ve emeğimizi harekete geçirmeliyiz. Çünkü kayıpların büyük kısmı, depremden ötürü değil de depreme karşı hazırlıksız bir sistemin sonucunda meydana gelmektedir. Yaşanması muhtemel bir deprem sonucunda maddi ve manevi kayıpları azaltabilmek adına yerinden hızlıca müdahale stratejilerini sağlıklı bir şekilde kurgulamalıyız. Deprem sonrası bocalayan bir mekanizma yerine daha sistemli bir şekilde deprem öncesi, deprem sırasında ve deprem sonrasında işletilecek dinamik hamlelerin planlanması gerekmektedir.

“AFET İLANI ÇAĞRILARINI DESTEKLİYORUZ”

Bingöl'ün afet bölgesi ilan edilmesi ile ilgili geliştirilecek bir yaklaşımı destekliyoruz. Çünkü yaşanması muhtemel bir depremden sonra ilan edilecek afet bölgesi kararının, kayıpları ve hasarları azaltmaya etkisi olmayacaktır. Dolayısı ile depreme maruz kalmadan önce şu an ülkenin en riskli bölgesi olan Bingöl ilimizin afet bölgesi ilan edilmesi akabinde riskli yapıların tespitini de içeren Afet Yönetim Planı hazırlanmasına ilişkin çalışmaların başlatılması gerekmektedir.

Bingöl'ün Afet Bölgesi ilan edilmesi ile ilgili yaklaşımımız ilgili mevzuat hükümlerince de desteklenmelidir.

İlgili mevzuat hükümlerini belirtmek gerekirse;

1- 7269 Sayılı Umuni Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak

Yardımlara Dair Kanunun 1. Maddesinde “Deprem (Yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ, tasman ve benzeri afetlerde; yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlar hakkında bu kanun hükümleri uygulanır.” denilmektedir.

2- Afetlerin Genel Hayata Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmeliğin 2. Maddesinin g bendinde “Nüfusu 50 binden fazla olan ilçe ve illerde en az 50 binanın yıkılması veya bir daha oturulamayacak veya kullanılamayacak derecede ağır hasar görmesi halinde afet o yerin genel hayatına etkilidir.” denilmektedir.

3- Afetlerin Genel Hayata Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmeliğin 5. Maddesinin c bendinde “Büyük ve küçükbaş hayvanın telef olması” denilmektedir.

4- Afetlerin Genel Hayata Etkililiğine İlişkin Temel Kurallar Hakkında Yönetmeliğin 5. Maddesinin d bendinde “O yerde kışların çok şiddetli ve inşaat mevsiminin kısa süreli olması” denilmektedir.

AFET YÖNETİM PLANINA TEKNİK KATKI SUNACAĞIZ

TMMOB bileşenleri olarak Bingöl'ün afet bölgesi ilan edilmesini öneriyor, bilim ve tekniğin referansıyla ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile bizler gibi meslek odalarından da üyelerin yer aldığı bir komisyon kurularak gerekli çalışmaların ivedilikle başlatılmasını ve Bingöl'ü “Deprem Dirençli Kent”e dönüştürmek gerektiğini ifade ediyoruz. Bingöl'ü Deprem Dirençli Kent'e dönüştürmek üzere hazırlanması gerektiğini önerdiğimiz Afet Yönetim Planına TMMOB bileşenleri olarak sunacağımız katkıları içeren teknik raporumuzu hazırlama çalışmalarının başlatılmış olduğunu ve en yakın zamanda tüm kamuoyuyla paylaşılacağını belirtmek istiyoruz. (HABER MERKEZİ)

Editör: MD MEDYA GROUP_