Bingöl’ün Şaban Köyü bölgesinde, Elazığ Sınırında bulunan "Gerındal" olarak bilinen 2 bin 371 metre yükseklikteki krater gölünde, sadece sülük yaşıyor. Akıntı almayarak doğal kaynak ve yaz ayları boyunca kar suyundan beslenen Gerındal Gölünün, suyu şifalı olduğuna inanılıyor. Göl kalp şeklinde.

 

Bunlardan biri de halk arasında "Gerındal" olarak bilinen 2 bin 371 metre yükseklikteki krater gölünde, sadece sülük yaşıyor. Akıntı almayarak doğal kaynak ve yaz ayları boyunca kar suyundan beslenen Gerındal Gölünün, suyu şifalı olduğuna inanılıyor. Dağların en tepesinde bulunan göl, yaz aylarında yaylalara çıkan küçükbaş hayvan sürüleri ve sahiplerinin uğrak yeri olması bölge açısından önemini gözler önüne seriyor. Şabanın üst tarafında bulunan yüksek dağların zirvesinde olan krater gölü, görenleri hayrete düşürüyor. Bingöl Palu arasında ve Bingöl il sınırları dahilinde bulunan göl hala keşfedilmeyi bekliyor. 2 bin 371 metre yüksekte, olan Gerindal, yöre halkı tarafından suyunun şifalı olduğuna inanılıyor. Yaz aylarında yayla döneminde suyu nerdeyse hiç eksilmeyen Gerindal gölünde, sadece sülük ve farklı türden canlılar yaşıyor. Hastalanan bölge insanının uğrak yeri olan Gerindal, yaz aylarında ise hayvan sürülerinin uğrak merkezi halinde. Gerindal gölü, kış aylarında karla kapanıyor Kış aylarında üstü tamamen karla kaplanan göl, ilkbaharın sonu yaz mevsimin başlangıcına kadar üstünde kalın kar parçalarını taşıyor. Kış aylarında tipinin de yoğun olarak yaşandığı bölgede, gölün yakınlarından bile geçmeyi imkânsız hale getiriyor.

 

GERİNDAL GÖLÜNÜN  EFSANESİ

Tarihte yaşanan bir olay ise, gölle ilgili korkuyu her zaman canlı tutuyor. Yöre halkı, şu yaşanmış hikâyeyle gölün tehlikeli boyutunu aktarıyorlar; “Eskiden, yani ulaşımın yaya olarak yapıldığı tarihte, bir kervan kışın o bölgeden geçmiş. Kışın rüzgârın etkisiyle gölün üzeri karla kapanınca, kervan yolu şaşırarak gölün üzerinden geçmiş, atlı kervan tam gölün üzerinden geçerken, en arkadaki atın ayağı kara batmış ve atın ayağı ıslanmış. At sahibi Gerindal’ın üzerinden geçtiklerini anlamış. Gölün üzerinden geçtikten sonra, yanlışlıkla gölün üzerinden geçtiğini arkadaşlarını anlatmış. O tarihten bu yana, kimse kış aylarında Gerindal’ın yanından geçmeye cesaret edememiş” Yöre halkı Gölün dipsiz olduğuna inanıyorGöl hem derinliği ile hem de efsaneleriyle, bölge halkı tarafından yakından biliniyor. Dağların üzerinde masmavi bir şekilde tarihe tanıklık eden Gerindal’a, her bahar kutsal bir mekân gibi ziyaretler düzenliyor. Gerindal’ın görsel yapısını mitolojiyle süsleyen yöre halkı şu hikâyeyle Gerindal’ı anlatıyorlar: “Gerindal dipsizdir. Biri içine girmeye kalkışırsa, su onu kendisine çeker ve asla kurtulamaz. Zamanın birine derinliğinin ölçülmesi için içine Mirı’yı (Eskiden çift sürmek için, öküzlere takılan sapanın toprak kazmaya yarayan aksanı) atarlar. İpe bağlanan MİRI’nın ipi kopar ve suyun dibine gömülür. Orda suya gömülen MİRI, murat nehrinin kıyısında çıkar. Gerindal’la yüzülmez. İçine giren kişi kesinlikle boğulur, çünkü Gerindal dipsizdir. Gerindalın Mitolojik hikâyesi Gerindal’la ilgili yöre halkının anlattığı başka efsane ise, ünlü Yunan mitolojisini kanatlı atı Perseus’a olan benzerliği ile dikkat çekiyor. Yunanlıların kanatlı at Pegasus mitolojisine karşın, Gerindal mitolojisindeki at suda yaşıyor. Eskiden suda yaşadığına inanılan atın efsanesini, yöre halkı şu şekilde anlatıyor; “Eski zamanda Gerindal’la bir at yaşarmış. Kimse bu atı göremezmiş. Bir gün bir kişi dişi olan atını Gerindal’ın yanında bırakmış ve uykuya dalmış. Kendisine geldiğinde atın Gerindal’ın karşı tarafında olduğunu ve sudan çıkan su atıyla (Astver Avi) çiftleştiğini görür. Su atı tekrar Gerindal’a dalar ve gözden kaybolur. Belirli bir zaman geçtiğinde, at bir yavru doğurur. Su atının özelliklerini taşıyan yavru tay, dikkat çeken özelliğe sahip olması, at sahibinin iştahını kabartır. Çiftleşme döneminde tayla beraber atı tekrar Gerindal’ın yanına götürür. Beklemeye başlar. Yine atın sudan çıktığını görür ve bu defa hiç beklemediği bir sonuçla karşılaşır. Sudan çıkan at, dişi atla çiftleşeceğine, kendi soyundan olan atı boynundan ısırarak Gerindal’ın derinliklerine sürükler. Ve gözden kaybolur. O zamandan bu yana Gerindal da yaşadığına inanılan at, hiç görülmemiş”