Covid-19 ile birlikte bulaş, pandemi, izole ve yalnızlık…

Hastalık bir sorun da yalnızlık değil mi?

Bütün yalnızlaştırılanlara sorsam; ’’yalnızlık nedir’’ diye, ortak bir tanımı var mı?

Yalnızlık öyle bir şey ki, tanımının belirsizliği kadar ifade edilişi de kişisel ve problemlidir.

Sizce yalnızlık tek tanıma mahkum edilecek kadar kolay mı? Yoksa her yalnızlaştırılan için yalnızlık korkunç bir tecrübe midir?

Belki de yalnızlığı bizde büyüten ve korkunçlaştıran bizim onu ifade edemeyişimizdendir.

Biliyorum hemen hepimiz şöyle demişizdir; zaten ifade edebilseydik adı yalnızlık olmazdı.

Covid-19 ile birlikte aslında bütün insanlık olarak yalnızlığın ne olduğunu gördük, mahşeri bir duygu ile. Ama halen hiç birimiz kendi yalnızlığımızı doğru olarak tanımlayamamışız 

Belki de bu yalnızlık duygusunu daha önce çokça yaşamışızdır ancak ilk kez bu kadar yalnızlaştığımızın farkına varmışızdır. Mesela en sevdiklerimizin bizden kaçması, bize dokunamaması, birbirimizi görmeyi gereksizmiş gibi düşünmeyi, hele hele yoğun bakımlarda karşımızda pencere, alıp vermekte zorlandığımız nefes ve ağzımızda solunum cihazı ve koca bir yalnızlık…

Ve kendimize şu soruyu sormaya başlarız; ben ne zamandan beri yalnızım? 

Belki de bu soruyu kendimize sorduğumuzda yalnızlık bizde çoktan kronikleşmiştir bile.

Belki de bazen bir musibet üzerimize öyle bir abanır ki, bizler o zaman neleri kaybettiğimizin farkına varmaya başlarız. Ve başlar toplumsal travmalarımız.

Bırakın yalnızlığı, duygusu bile bir virüs kadar acı verici ve tehlikeli. Bu duygu hangimizi korkunun merkezine doğru yuvarlamaz ki?

Yalnızlık kişinin kendi kontrolünü kaybetmesi demektir.

Gelinen noktada son yüzyılın en fazla hastası olan hastalığı yalnızlıktır.

Yalnızlık paylaşılmadığı zaman, her yalnız kendi içinde yaşamak zorunda kalır yalnızlığını.

Sakın yalnızlığı tek başına kalmak olarak düşünmeyin. Bazen tek başına kalmak kalabalıklaşmaktır. Asıl yalnızlık, kendinizi istediklerinize ulaştıramamanızdır ya da ulaşmak istediklerinizin kendisi ile aranızda kalın duvarlar örmesidir.

Belki de bütün yalnızlıklardan sonra içinizde oluşan derin yalnızlıktır tehlikeli olan.

Bazen tek başımıza kalmayı istiyor ve seviyoruz ama asla yalnız kalmayı istemeyiz.

Yalnız kalmakla, kendini yalnız hissetmekte aynı duygular yaşanmaz.

Yalnızlık ne siyah ne de beyazdır, çok renkli hiç değildir. Yalnızlık gri ve ıssızdır. 

Var olmasını istediğimiz ilişkilerimiz yaşadığımız sosyal ilişkilerden farklı ise tatmin duygumuzu kaybetmişiz demektir.

Yalnızlık duygusu, mutluluğun yutan elemanıdır.

Bilime konu olacak kadar önemli bir konudur yalnızlık.

Geçmişte suç işleyenler toplumdan tecrit edilir, yalnızlaştırılır ve doğru düşünmesi sağlanırdı. Şimdi ise virüsten kurtulmak için insanlar tecrit edildi, hiçbir şeyi düşünmemeleri istendi. İnsan sosyal bir varlık iken tecrit edildi ve yalnızlaştırıldı.

İlişki kurmak ve sosyalleşmek insan için doğal bir ihtiyaçtır, mutluluğun, sağlığın, hastalıklardan iyileşmenin ve huzurun kaynağı güçlü sosyal ilişkilerle mümkündür.

Yalnızlık; dipsiz bir derinlik, yenilgisi kaçınılmaz olan bir savaş, bedenen yaşarken ruhen gerçekleşen bir ölümdür.

Derin yalnızlık yaşayanlar, korkunun derinliğinde kaybolurlar.

Zaman zaman herkes yalnız kalabilir veya yalnız kalanın sadece kendisi olduğunu düşünebilir. böyle durumlarda hemen bir aktiviteye katılın ve yalnızlığınızdan kurtulun.

Unutmayın yalnızlık Allah’a mahsus.