2001 yılında kurulan ve girdiği ilk seçimde başarılı olup hükümet kurma görevini üstlenen AK Parti, o dönemlerde davalarına bağlı kişiler ile başarıyı yakalamıştı.

Takvim yaprakları bir bir dökülüyor, zaman geçiyor, insanların değiştiği gibi ihtiyaçlarda değişiyor. Bugüne baktığımızda, Türkiye Cumhuriyeti’nde adını altın harflerle yazdıran bir parti olmaları halkın kendilerini sevmeleri ve güvenmeleri ile meydana geldiğini görebiliyoruz.

Evet, AK Parti Artık Türkiye’nin bir gerçeğidir.

Erdoğan, sadece Türkiye’nin değil, Dünyanın tanıdığı bildiği ve imrendiği bir lider olmuştur.

Öyleki, halk, Erdoğan’a artık Reis diyor ve kendisine tümüyle bağlı olduklarını açıkça ifade ediyor.

AK Parti, dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan, bu başarıyı kolay yakalamadı.

Çok hengâmeler atlattı, çok zor günlerden geldi ama şuan Dünya üzerinde söz sahibi olan liderlerden oldu.

Mazlumların duasıyla, anaların sevgisiyle, halkın güveniyle bugünlere kadar geldi.

-

Neden mi bunları anlattım, çünkü halkın güveninin ve bağlılığının ne kadar önemli olduğunu söylemek için anlattım.

Türkiye yeni bir sürece girdi, Partili Cumhurbaşkanlığı sürecinde şartlar daha da zorlaştı ve seçim kazanmak için sadece Erdoğan sevgisi tek başına yetmiyor artık.

Sosyal medya, internet, forumlar vs. artık halk buradaki paylaşımlar ile düşüncelerini yönlendiriyor, ona göre hayata bakışlarını belirliyorlar.

Sosyal medyada algı operasyonları ile halkı yanıltmaya çalışanlara karşı Erdoğan tek başına mücadele edemez hale gelmiş, bu yolda yalnız kaldığı ve artık yorulduğunu görebiliyoruz.

Bununla birlikte 2019 ve 2023 seçimleri ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz artık…

Bu seçimlerde en az yüzde 50+1 oy alınması gerekiyor.

Erdoğan, bir yandan terörü destekleyen AB ülkelerine karşı mücadele veriyor, diğer yandan İslam dünyasına karşı yapılan kuşatma ve işgal girişimlerine karşı sözünü eksik etmiyor.

Bu kadar hengâme içinde bir de teşkilatlardaki düzensiz kişilere çeki düzen vermeye çalışıyor.

Teşkilatların, Erdoğan’ın yükünü hafifletmek yerine, Erdoğan'a yük olması ve yaptıkları yanlışlarla onun gündemini meşgul etmesi, enerjisini gasp etmesi kabul edilir bir durum değil.

O yüzden ‘Yorulanlar Bıraksın!’ söylemiyle artık kendisinin yükünü hafifletecek teşkilatları kurmak istiyor.

Güven duygusunu kaybetmiş teşkilatların verdiği zararlar ortada!

Erdoğan sadece halkın kendisine güvenmekle kalmayıp teşkilatlara da güvenmesini istiyor. Bu doğrultuda çıktığı yolda yılsonuna kadar teşkilatları yenileyecek ve halk ile bire bir olan, güven veren ve insan odaklı çalışan kişileri teşkilatlarına yerleştirecek.

Bingöl kısmına gelecek olursak;

Halk Bingöl teşkilatına olan güvenini yitirmiş, bu durum 16 yıllık AK Parti’ye Bingöl ayağında zarar verecek duruma gelmiştir.

Teşkilatta insan odaklı çalışan kişilerin olmadığı gibi, Erdoğan’a zarar veren onun davasına ihanet edenler halkı partiden soğutmaya yetiyor.

Bu nedenle Bingöl teşkilatında halkın güvenebileceği, insan odaklı çalışan, sadece seçimden seçime halkın içinde olmayan, sistemli çalışan, kucaklayıcı ve Bingöl’ün sorunlarına çözüm bulma çabasına giren kişi/kişilerin teşkilatta yerini alması lazım.

Ağustos ayı içinde önce belde ve ilçe teşkilatlarının yenileceği ve kasım ayında ise il teşkilatlarının yenileceği bir sürece giriyoruz.

Yeni il başkanı şu olsun bu olsun demiyoruz, yeni il başkanı BİNGÖL AŞIĞI OLSUN istiyoruz…

Yeni süreç hayırlara vesile olsun…