Solhan’da faaliyet gösteren Boğlan Kültür Sanat ve Yardımlaşma Derneği (BOĞLAN-DER) ‘Gençliğin Anlam Arayışı’ konulu seminerler dizisinin ilk semineri ‘Gençliğin Anlam Arayışında Anne ve Babanın Rolü Nedir?’ başlıklı seminer verildi.

2 Kasım 2019 tarihinde saat 19.00’da Solhan Belediyesi Kültür Merkezi Kongre Salonunda verilen seminerde İlçe Müftüsü Muharrem Dutar ve Bingöl Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mahsun Avcı konuşmacı olarak katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Boğlan-Der Başkan Yardımcısı Mehmet Baysal, “Biz Boğlan-Der olarak geçmişe atıfta bulunduğumuz komşuluk ilişkileri, akrabalık ilişkileri, dostane ilişkileri özlemle anarken bunların yaşatılması ve geleceğe aktarılması için bir takım çalışmalarda bulunduk. Toplum olarak üzerimize düşen neyse bunu biz hep beraber önce Boğlan mahallesi sonra tüm Solhan olarak geleceğe yaşatmak ve aktarmak olarak çalışmalarda bulunduk. Boğlan-Der olarak yaptığımız faaliyetlerin bir kısmı; nakdi yardım, ihtiyaç sahiplerine gereken ihtiyaç temini ve bir kaç öğrencimize burs. Biz bunları daha aktif hale, daha başarılı bir şekilde, geleceğe yatkın olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gençliğimize ve toplumumuza bunu bir borç biliyor öncelikle atalarımızdan miras aldığımız komşuluk ilişkileri, akrabalık ilişkileri, insani ilişkiler noktasında geleceğe ne aktarabiliriz, ne verebiliriz bu konuda istişarelerde bulunduktan sonra ilk önce gençliğimize yönelik gençliğimizi kurtarma adına maddi ve manevi desteği sunma adına anne-babalara, öğretmenlere ve gençlere olmak üzere üç tane eğitim dizisi gerçekleştireceğiz. Bunların birincisi anne ve babaya. Birazda insan doğasına uygun olmasını istedik, insanın ilk muhatap olduğu kişi anne ve babasıdır, ikincisi öğretmeni, üçüncüsü bireyin kendisidir. Bu bağlamda ilk öncelikle anne ve baba seminerini yapmayı uygun gördük.”

DİN, İNSAN HAYATINA ANLAM KAZANDIRMAK İÇİN VARDIR

Solhan İlçe Müftüsü Muharrem Dutar, “Yapılan proje çok anlamlı ve güzel bir proje. Çünkü gençliğin anlam arayışında anne-babanın rolü başlığı heyecanlandıran bir başlık ama biz bu başlığın altını ne kadar doldurabiliriz tabi o da sizin takdirinizde olacaktır. Bizler bunun dini boyutunu; yani gençliğin anlam arayışında bir anne-babanın rolü, gençliğin anlam arayışında çevrenin rolü, gençliğin anlam arayışında öğretmenlerin rolü ve sosyal medyanın etkisi ve rolü şeklinde bir çok başlıkta bu sunumlarda alt başlık olarak arz edilebilir. Bu çok derinlikli bir konu bu derinlikli bir konuda gençliğin anlam arayışında din ne diyor ve dinin anne ve babaya yüklediği görevler, sorumluluklar nedir kısaca sizlere aktaracağız. Din, insan hayatına anlam kazandırmak için vardır. İnsan, kendi varlığının farkına vardığı anda yaratılmış bir varlık olduğunun da farkına varmış oluyor. Her şeyi yaratan bir Allah’ın var olduğuna inanmak, insanı boşluk anlamsızlık duygusundan kurtarıyor. Allah’ın bağışlayıcı, affedici olduğunu bilmek, insanı günahkarlık ve suçluluk duygusundan kurtarıyor. O’nun yakın olduğunu bilmek, insana ciddi anlamda pozitif enerji yüklüyor. Öldükten sonra tekrar dirileceğine inanmak, insanı ‘anlamsız bir yokluk’ psikolojisinden koruyor; bu hayatta sımsıkı sarılmaya, olumsuzluklar karşısında direnme gücü bulmaya imkan sağlıyor. Öyleyse insan anlamı, öncelikle ‘insan’ gerçeğinde aramak durumundadır. Ne derler: ‘Kendini bilen,Rabbini bilir.” ifadelerini kullandı.

BİR ÇOCUK İÇİN ANNE VE BABA MODELDİR

Yaklaşık 6-7 yıldır terapi yaptığını söyleyen Bingöl Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mahsun Avcı, “Eğer insanlarda ruhsal anlamda bir problem varsa, insanlar kendini iyi hissetmiyorsa, eşler arasında bir sıkıntı varsa doğacak olan çocuğa bu direkt geçiyor. Anne çocuğunu kucağına alıp emzirmeye başladığı zaman eğer anne depresifse yani ruh hali iyi değilse, yüzü asıksa, çocuğun yüzüne gülmüyorsa o zaman bu ruh hali direkt çocuğa geçer. Belli bir süre sonra çocuk aynen anne gibi davranmaya başlar. Büyüdüğümüzde bazen okulda problem yaşadığımızda yada günlük yaşantımızda sıkıntı yaşadığımızda yada sosyal ilişkilerimizde sıkıntılar yaşadığımızda yine de anne ve babamız gibi davranırız. Anne ve babamız nasıl bize hayır diyorsa, nasıl bize bağırıyorsa, arada bir bize şiddet uygulamışsa aynen o şekilde yapmaya başlıyoruz. Bir çocuk için anne ve baba modeldir. Fakat olay şuradan başlıyor; çocuğun süt almamasının temelinde şu var. Çocuk anneye diyor ki; Sen bana iyi şeyler vermiyorsun yani yüzüme gülmüyorsun. Tebessüm sünnettir. Sünnet olan bir şeyi yapmadığımızda yani çocuğun yüzüne gülmediğimizde büyüdüğünde o da gülmemeye başlar aynı sizi taklit eder. Çocuklar 0-6 yaş arasında öğrenmiş olduğu bilgiyi daha sonraki yaşantısında aldığı bilginin on kat daha fazladır. 0-6 yaş bizim için çok önemlidir.” şeklinde konuştu. SOLHANINSESİ