NAZLISI

Abone Ol

NAZLISI- Musa Apuhan

Özelde hocasının(Fethüllah’ın), genelde tüm şer odaklarının nazlısı…

Sırıtırken, yanakları gamzelense de, kalbinin karalığı ve beyninin arkasındaki iğrenç hesaplar, yüzüne-gözüne vurmuş cadı nazlı….

Hükümetin, paralel yapıyla mücadelesi başladığı günden beri, sen hiç sustun mu?

Hayır! Hiç susmadın, susturulmadın, doğru-yalan ne varsa konuştun. Hatta, kimse çıkıp, “ne olur biraz sus da motorun soğusun” demedi.

Kırk senedir, hep dün tükürdüğünü, bugün yaladın, bunlardan hiç mi ders çıkarmadın, hadi diyelim Allahtan korkmadın, kuldan da mı utanmadın, hiç mi oğlunun senden utandığını, o iğrenç haline bakıp, bari bu çocuğumun başı daha fazla yere eğilmesin deyip, bu şarlatan hallerinden vazgeçmeyi düşünmedin.

Birlikte hareket ettiğin şer odakları, darbe hezimeti yaşayınca, hemen bilindik o mavallarınızı okumaya başladınız. Sizin yaptıklarınıza artık bir isim bulamıyorum. Çünkü her şeyin bir şerefi var, ancak sizlerin yaptığı ve yapmaya çalıştığınız onursuzluğun, ahlaksızlığın, ihanetin de posasıdır.

Alçak işbirlikçileriniz bu toplumun üzerine tank sürerken, “bu bir tiyatrodur” diyebilecek kadar cadı rolüne bürünmüş bir oyuncu olmak, halk can havliyle sokağa dökülüp canı pahasına bu vahşete, bu alçaklığa karşı koyarken, cadılık rolünün gereği, gevrek gevrek sırıtarak, bu halkı aptal yerine koymaya çalıştınız. Kırk yıl boyunca bu halkı, din diye kendi safsataları ile uyutmak, kumpaslarla ve şantajlarla mecbur etmek, hakikat ortaya çıkınca da  “ben ve uşaklarım emrindeyiz ey batı, ey ABD, çünkü benim anam Amerikalı, ama babamı bilmem…” diyebilecek kadar alçalan bir gözü dönmüşün, bir alçağın, bir satılmışın uşağısın ey cadı, suratı körseleleşmiş nazlı.

Şükürler olsun ki bu halk artık sen ve sen gibi ABD uşaklarını  iyi tanıyor. 17-25 aralık darbe girişiminden hemen sonra, yok ne olmuş; Tayyip Erdoğan bir kriz oyununu  planlayıp, sahneye koymuş-muş, bu kriz oyunu 1 Kasım seçiminde meyvelerini vermiş-miş, çünkü halk istikrarsızlıktan korkmuş-muş, terör eylemlerinin tırmanışından endişe duymuş-muş, seçmen, “huzur için” oy kullanmış-mış…

Ne yani bu halk, siz şer odakları, kalemşörleri gibi istikrarsızlıktan korkmasın mı? Terör eylemlerinin tırmanışından endişe duymasın mı? Seçmen huzur içinde oy kullanmasın mı? Şer odakların nazlısı, hocasının cicisi siz, bütün bunlardan niye rahatsızsınız?  Sizlere rağmen sonucun beş ay gibi kısa bir zamanda değişmesi, sizlerin bütün oyunlarının bozulması, ağa babalarınızı üzdü diye rahatsız oldunuz,

Nazlısı birde bir benzetme yapmış, 1982’de, halk, Evren’in hazırladığı anayasaya % 92 oranında destek vermiş-miş, sebebi de Referandum öncesinde anayasanın aleyhine yazı yazmak, görüş bildirmek yasaklanmış-mış, nazlısı bu ülkede darbe yapmak isteyen sizler, hükümeti devirip cumhurbaşkanını derdest ve/ya öldürtmek isteyen sizler, darbeniz akamete uğrayınca dünya basınına ülkenizi şikayet edip, bize oyun oynuyorlar yalanını uyduran sizler, kendi gazetelerinizde yalan yanlış yazan sizler, televizyonlarınızda ciyak-ciyak bağıran yine sizler…

Evren tamda sizlerin yapmak istediklerini yapmıştı. Evren referandumda kullanılan oyla Cumhurbaşkanı seçilmişti. Siz onu da yapmayacaktınız, hükümeti devirdikten hemen sonra, Pensilvanya’yı buraya taşıyacaktınız. Evren sizlere göre kötünün iyisi, hatta siz başarsaydınız, Evren’e rahmet okutacaktınız

Nazlısı, 1982 referandumunda halkın bir tercihe zorlandığını söylüyor, halk ya özgürlüğü veya güvenliği tercih edecekti, halk güvenlik ve istikrarı tercih etmiş-miş.

Halk “Anayasaya evet dersem, hiç değilse kuralları olan bir rejime geçebileceğiz. Siyasi partiler kurulacak; tekrar sivil bir yönetim işbaşına gelebilecek. Ama hayır oyu verirsem, darbeciler, daha uzun süre iktidarda kalacaklar. Belki yeniden bir anayasa yapmaya bile gerek görmeyecekler. Belirsizlik ortamı devam edecek.”

Peki nazlısı, bu halk 1 kasımda istikrara, güvenliğe evet deyip onu tercih etmişse, akabinde sizlerin kalkıştığı darbeyi canını siper ederek püskürtmüşse, yani sizlerin çirkin planlarından kendini kurtarmışsa, sizlerin doğal olarak üzülmeniz, bu halkın da meydanları şenlik yerine çevirmesi ve sizlere lanet okuması gerekmez mi?

Gelelim bugüne…

Gene halk, tercihini özgürlüğünden, bağımsızlığından, vatanından ve milletinden yana, hem de canı pahasına kullandı. 
Tabi nazlısı 6-7 ekimde evinde, işyerinde, sokakta vurulan senin oğluşun değildi. 
15 temmuzda darbeye karşı çıktığı için sokaklarda üzerine ateş açılan, tank sürülen, vurulan sen ve ağababaların da değildi. 
Ciğeri yanan da sen değildin. 
Senin güvenlik gibi bir derdin, istikrar gibi bir kaygın yok. 
Sırtını dayayacağınız alfabe gibi yapılar var.  
70 yaşında çilingir sofralarında yıllanmış şarapları devirip, garibanın sırtından hüküm sürmek olmazsa olmazlarınızdandır. 
Birileri bu halkı sizlerin esaretinden kurtarınca, doğal olarak kudurdunuz.

Sonuç olarak; Nazlısı sen ve senin gibiler müstahakını bulacaklar.