KURŞUNLU CAMİİ Mİ YANMIŞ, KİME NE!

Abone Ol

‘Diyarbakır’da sokağa çıkma yasağının olduğu bölgede yaşanan çatışmalarda, tarihi Fatih Paşa (Kurşunlu) Camii, alev alarak yandı. Halıların alev almasıyla başlayan yangında kapı ve pencerelerin de yandığı caminin büyük oranda kullanılamaz hale geldi.’

Evet, önceki gün haber ajanslarına düşen bu haberle yandı yüreğimiz.  Ama bundan da ötesi Müslüman’ım diyen birçok kesim ve kişiden tepki gelmemesi yüreğimizde ki yangını daha bir katmerleştirdi.

Peki, neden yandı yüreğimiz. Bir cami yanmış alt tarafı, bu kadar abartmaya gerek var mı diyebilen sözüm ona Müslümanlar var maalesef aramızda. Onlara cami ve mescitlerin bizim için önemi nedir hatırlatmasında bulunmak farz olduğundan kısaca bu konuya değinmek gereklilik kazanmıştır.

Bütün inanç sistemlerinde bir kutsal mekân kavramı vardır. İnanç duygusu insanın yaratılış özelliğinden kaynaklandığına göre, istisnalar bir kenara bırakılacak olursa her zaman insanların doğru ya da yanlış bir şeylere inandığını düşünmek isabetli olacaktır ve tarih bu görüşü doğrulamaktadır. Hal böyle olunca insanlar, inançlarından kaynaklanan bir takım ritüellerin gereğini yerine getirebilmek için kutsal mekânlar oluşturmuşlar ve bu mekânlar, bireysel ve toplumsal alanda inançları canlı olarak yaşanılır kılmıştır. Çoğu zaman da yine bu inanç çerçevesinde insanların, sosyal faaliyet alanı olarak sorunlarına çareler aradığı yerler olmuştur buralar. Bu mekânlar inanılan dinin özelliğine, inanç içerisinde üstlendiği role göre farklı değer ve yapılara sahiptir. Bundan da öte cami ve mescitlerin İslam’da ki ehemmiyetini gelin Hz. Peygamberden dinleyelim isterseniz;

-“Kim Allah için bir ev inşa ederse (mescit yaparsa) Allah’ta Cennet’te onun için bir ev yapar.”(Buhari, Salât 65,  Müslim,  Mesacid 4)

-“Mescitler yeryüzünde Allah’ın evleridir. Gökteki yıldızların yer ehlini aydınlattıkları gibi, onlarda gök ehlini aydınlatırlar. (Heysemi, Mecmeuz-Zevaid 117)

Şimdi de Kur’an da camilerin ehemmiyetine ilişkin ayetlerden bir kaçını paylaşalım;

- “Mescitler şüphesiz Allah’ındır.”  (Cin 18)

- “Müşriklerin, kendi inkârlarına kendileri şahit olup dururlarken, Allah’ın Mescitlerini imar etmeleri mümkün değildir. Onların bütün yaptıkları boşunadır. Ve onlar ateş içinde ebedi olarak kalıcıdırlar.” (Tevbe 17)

TARİHİ ESER DEĞİL İSLAMIN ŞİARI

Haber ajanslarında dikkat çeken bir diğer acı husus ise ajansların ‘Tarihi Cami Yandı’ şeklinde ki haberleri oldu maalesef. Onlara göre yanan sadece bir tarihi yapıydı. O yapının ne olduğu, ehemmiyeti gibi hususlar onları ilgilendirmezdi tabii. Ama bilinmesini isterim ki bu öyle basite alınması gereken bir olay değildir. İslam’ın şiarlarından ve Allahın yeryüzünde ki evleri diye tabir ettiğimiz bir kutsalımızdır yanan.  Etrafında bulunan o kadar kiliseye ve daha başka yapılara rağmen böyle bir yapının saldırılar boyunca hedef alınması ve son olarak ta yakılması kimse kurura bakmasın biz Müslümanlar için basite alınacak bir olay değildir. Bu hususta Müslümanların bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerekten sessiz kalması ise ayrı bir facia. Her ne kadar sorumluluk sahibi bazı Müslümanların olay karşısında ortaya koydukları sert tepkiler olsa da çoğu Müslüman kardeşlerimiz olay karşısında dut yemiş bülbül misali sessiz. Uyanın artık! Suskunluğunuz bugün kurşunlu camiini yaktırdı ama böyle devam etmeniz halinde bu ateş yarın sizi de yakacaktır. Bu yazdıklarım Üstad Bediüzzaman’ın deyimiyle önce kendi nefsimedir, sonra nefsi nefsim gibi olanlaradır. Bu hususta yanlış anlaşılmak istemem. Aciz bir Müslüman olarak demem odur ki rabbim bizlere içine daldığımız bu gaflet ortamından en kısa zamanda silkelenerek çıkmayı nasip etsin.

Rabbim Kürdistan bölgesi ve daha nice İslam coğrafyasında nifak çıkarmaya çalışan ve kandan beslenen vampir ruhluları varsa ıslah yoksa da onları kahr-u perişan etsin İnşaallah. Yine Aziz ve Kadir olan rabbim Müslümanlara rabbani bilinç ve şuurla gafletten uyanıp vahdeti nasip etsin. Çakal sürüsü misali İslam ve Müslümanların etrafına üşüşenlere muvaffakiyet nasip etmesin. Selam ve Dua ile…