İstanbul'da Bingöl'ü Yaşamak

Abone Ol

İstanbul’un kalabalığına alışık olanlar bile bazı günler vardır ki, bir şehrin içinde başka bir şehir kurulduğunu hisseder. İstanbul’daki Bingöl Günleri tam da böyle bir his bıraktı geride. Kalabalığın arasında yürürken yalnızca bir tanıtım organizasyonunda değil, memleketin kendisinde dolaşıyor gibiydik. Sesler tanıdıktı, kokular çocukluk kadar eski, uzun yıllar görmediğimiz kişileri görmek, kucaklaşmak, herkesin yüzünde bir tebessüm ısınıyordu.

Bu yılki organizasyonun en dikkat çeken yanlarından biri, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımı oldu. Katılım, sadece protokol anlamında değil, etkinliğin görünürlüğü ve ciddiyeti açısından da etkisini gösterdi. İstanbul gibi bir metropolde Bingöl’ün sesinin daha gür çıkmasında bu temasın payı yadsınamazdı. Aynı şekilde Bingöl Valisi’nin süreci sahiplenen çabası ve yoğun mesaisi organizasyonun her ayrıntısında hissediliyordu. Bingöl Valisi’nin yanı sıra Bingöl Belediye Başkanının da stant düzeninden program akışına kadar her noktada bir emek ve takip vardı; bu da ortaya derli toplu, güçlü bir tablo çıkardı. Özellikle Belediye basın birimi her anın görüntülerini profesyonel bir şekilde sosyal medya hesaplarında paylaşarak, etkinliğe gelemeyenlere burada olup bitenleri sosyal medyasından yansıttı…

Alanı gezerken dikkat çeken bir başka detay ise her ilçe kaymakamlığına ve belediye başkanlığına özel alanlar oluşturulmuş olmasıydı. Bu, Bingöl’ün tek merkezden ibaret olmadığını; Karlıova’dan Solhan’a, Genç’ten Kiğı’ya, Adaklı’dan Yayladere’ye Yedisu’ya kadar her ilçesiyle bir bütün olduğunu gösteren anlamlı bir yaklaşımdı. İlçeler kendi hikâyesini, kendi dokusunu İstanbul’a taşıyıp vatandaşlarıyla buluştu. Tabi önemli STK’lar da bu etkinlikte yerlerini alıp etkinliğe zenginlik kattı.

Sadece kültür değil, ekonomi de bu buluşmanın önemli bir parçasıydı. Bingöl’deki bazı esnaflar Bingöl Tanıtım Günleri’nde stantta yer tutarak ürünlerini doğrudan tanıtma ve satma imkânı buldu. Balından, kavurmasına, pekmezinden cevizine ve yöresel ürünlerine kadar pek çok Bingöl lezzeti, İstanbul’daki hemşehrilerimizin sofrasına doğrudan ulaştı. İstanbul’da yaşayan Bingöllüler için bu, yalnızca alışveriş değil; memleketten bir parça alma duygusuydu.

Milletvekilleri ve farklı siyasi isimlerin alanda bulunması da organizasyonun kapsayıcı yönünü güçlendirdi. Bingöl ortak paydasında bir araya gelinmesi, bu tür etkinliklerin siyaset üstü bir anlam taşıdığını bir kez daha gösterdi. Tabi Bingöl Üniversitesi standının da olması etkinliğe renk kattı. İstanbul’da yaşayan Bingöllüler üniversitelerinin rektörüyle tanışma fırsatı buldu. Belki en önemli deataylandan biri de Bingöl Emniyet Müdürü Beyti Kalaycı’nın bu etkinlikte olmasıydı. Yanılmıyorsam ilk kez bir emniyet müdürü Bingöllüler etkinliğine katıldı. Orada hem İstanbul’da yaşan Bingöllüler ile tanışıp fotoğraf çektirdi hem de Bingöl tam kadro burada mesajı verilmiş oldu.

Etkinliğin eğlence kısmı da kaliteliydi. Alişan ve Servet Kocakaya gibi tanınmış isimlerin sahne alması, alanın enerjisini yükseltirken; yerel sanatçıların da sahneye çıkması ayrı bir güzellik kattı. O anlarda sadece müzik dinlenmedi, aynı zamanda Bingöl’ün sesi İstanbul semalarına karıştı. Türküler, halaylar ve alkışlarla alan adeta nefes aldı.

En çok akılda kalan detaylardan biri ise hiç kuşkusuz yoğun katılımdı. Alan zaman zaman dolup taştı. Bu kalabalık, Bingöl’e olan özlemin, aidiyetin ve sahiplenmenin sessiz ama çok net bir göstergesiydi. Bu kalabalıkta yürümek zordu, durmak kolay… Çünkü herkesin bir selamı, bir tanıdığı, bir hatırası vardı. İstanbul’daki Bingöl Günleri, yalnızca bir tanıtım organizasyonu değil; memleketin İstanbul’daki karşılığı, yılların özleminin birkaç günde görünür hâle gelmiş hâliydi.

Tabii bu etkinliğin sivil toplum alanındaki mimarlarını anmadan geçmek mümkün değil. Bilerek en sona bıraktım. Çünkü İstanbul’da bu kadar güçlü bir şekilde var olmamızı sağlayan, organizasyonun sahaya doğru yansımasını mümkün kılan ve hata payını en aza indiren asıl emek, bu alanda ortaya kondu. İstanbul Bingöl Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu Başkanı Halis Atar aynı zamanda yönetim kurullarına ve Tanıtım Komitesine özellikle teşekkür etmek gerekiyor. Etkinlik alanının her noktasında vardılar; görünür olmaktan çok, işi omuzlayan bir anlayışla sürecin merkezindeydiler. İstanbul’daki diğer Bingöllüler dernekleri ve köy dernekleri başkanlarında sürece destek vererek gönülleri kazandı.

Eyüpsultan’da 12.12 Bingöllüler Gecesini düzenleyen BİNGENÇDER ve Şile’de 12.12 Bingöllüler Gecesi düzenleyen Şile Bingöllüler Derneğine de teşekkür ediyorum. Bu iki derneğimiz de özel bir gece düzenleyerek renk kattılar.

Bir diğer özel teşekkürü ise etkinliğin ana sponsoru BİNSAT Yönetim Kurulu Başkanları Cengiz Bingöl ve Arafat Bingöl kardeşlere yapmak isterim. Elbette katkı sunan başka iş insanlarımız da oldu; ancak ana sponsor olarak organizasyonun yükünü en fazla üstlenen, bu buluşmanın güçlü bir şekilde hayata geçmesine önemli katkı sağlayan Bingöl kardeşler, en büyük teşekkürü fazlasıyla hak ettiler.

İstanbul’daki Bingöl Günleri geride kaldı ama bıraktığı iz, birkaç günle sınırlı değil. Bu organizasyon, Bingöl’ün yalnızca coğrafi bir yer olmadığını; kültürüyle, insanıyla ve üretimiyle yaşayan bir değer olduğunu bir kez daha hatırlattı. Böyle günler, hem hatırlamak hem de hatırlatmak için kıymetlidir. Bingöl de İstanbul’da kendini güzel hatırlattı.