STAJYER ÖĞRENCİLER: MUSA İSLAM – FATİH TAŞ / SÜRMANŞET

İsfahan Bey tarafından Aşağı Çarşı’da yaptırılan Camii, 16 yy başlarında Akkoyunlu Mimarisi ile kesme taşlardan dikdörtgen şeklinde yapıldı. İsfahan Bey o zamanda bu alana gayr-i menkul arazisini vakfetmiştir. Kesin olarak yapım tarihi bilinmeyen Camii, şehir merkezindeki tek tarihi yapı olma özelliği taşıyor.

Çapakçur emiri İsfahan Bey tarafından yaklaşık 1500’lü yıllarda yaptırılan camii; Üzeri çatı ile örtülü, kare planlı, dış cephesi son yıllarda yeni malzeme ile sıvanmış. Pencere, kapı söveleri ile köşe taşları düzgün kesme taşlardan, beden duvarları ise yontulmuş moloz taşlardan yapıldığı belirtiliyor.

CAMİİ BİRÇOK KEZ ONARILDI

İsfahan Bey tarafından yapılan Camii daha sonra oğlu Süleyman Bey Çapakçur emiri olduktan sonra hicri 1262 [miladi1846]’da ve hicri 1271 [miladi 1854]’de cami tamir edilmiş. Böylelikle caminin deprem ve başka nedenlerle kısa aralıklarla tamir gördüğü caminin üzerinde bulunan kitabeden de anlaşılmakta hicri 1292 [miladi 1875]’de İsfahan Bey’in torunlarından Yusuf ile Derviş tarafından aslına uygun bir şekilde yeniden tamir edildiği resmi kaynaklarda belirtilmiş.

ŞEHİR MERKEZİNDEKİ TEK TARİHİ CAMİ

İsfahan Bey Cami 1971 ve 2003 Bingöl Depremlerinde hasar görmüş, onarılmış daha sonrasında ise 2007 yılında kısmen restore edildi. Caminin orijinal olduğu düşünülen minaresinin kaidesi kare planlı, gövdesi yuvarlak planlıdır. Şimdiye kadar birçok deprem geçirdiği ve onarıldığı için orijinal yapısını kaybeden yığma taş yapılı İsfahan Bey Camii’nin Osmanlı mimarisinin izlerini taşıdığı belirtiliyor. İsfahan Bey Camii Bingöl’de şehir merkezinde bulunan tek tarihi eser ve ilk cami olma niteliğini taşıyor. Caminin bir başka özelliği de minbere çıkan merdivenin, duvarın içinden geçmesidir. Minber, mihrabın hemen yanında duvara asılı gibi görünmektedir. Hemen altında duvara açılan bir kapıdan geçilerek, duvarın içine yapılan merdivenlerden minbere çıkılmaktadır.

İSFAHAN BEY KİMDİR

İsfahan Bey, Süveydi beylerinden olup, babasının ölümünden sonra 1514-1549 yılları arasında Çapakçur Genç ve Hançuk’ta uzun müddet hüküm sürmüş ve ardından birçok eseri miras olarak bırakmıştır. Ne yazık ki bu tarihi eserlerden ancak bazıları günümüze kadar intikal etmiştir.