Bingöl Haber Merkezi - HDP Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy, Kiğı’da meydana gelen depremi ve bölgede yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere HDP İl Binasında gazetecilerle basın toplantısı gerçekleştirdi. Özsoy, deprem vesilesiyle Bingöl’e geldiğini ve deprem bölgesine gidip gözlemlerde bulunduğunu ifade ederek şunları aktardı;  “Bütün Bingöl halkına geçmiş olsun. Kiğı merkezini, Yayladere’yi aynı zamanda ciddi hasar görmüş köylerimizi ziyaret ettik, insanlarla görüştük sorunlarını dinledik. Şükür bir can kaybı yoktu bu sevindirici bir durum tabii ki. Doğrusu bizim düşündüğümüzden daha fazla ev hasar görmüş durumda. Sadece Kiğı bölgesinde 250’den fazla ağır hasar görmüş ev var. Bu hasarın ön tespiti Afet müdürlüğü tarafından yapılmış durumda. Bu hasar, ön hasar tespitinden sonra,  bir dosya ile valilik üzerinden başbakanlığa gidecek, ondan sonra kesin hasar tespiti yapılacak. Konut konusunda vatandaşlara yardımcı olunması gerekiyor. Biz daha önceki deprem deneyimlerinden de biliyoruz ki konut hakkı kolay kolay çıkmıyor. Maalesef 45 yıldır konut bekleyen vatandaşlarımız da var. Ama bu konunun takipçisi olacağız, bu insanların yeniden sağlıklı konutlara ulaşabilmesi için çalışacağız.”

‘HES’LER VATANDAŞI TEDİRGİN EDİYOR’

Fay hatları üzerinde barajların yapılmasının vatandaşları tedirgin ettiğini söyleyen Özsoy; “Jeoloji mühendisleriyle bu konuyu konuştum. Barajlardaki suyun verdiği ağırlıkla fay hatlarının kırılması zor bir durum, fakat deprem olursa o barajların yıkılma riski var ve barajlar yıkılırsa birçok sıkıntıyla karşı karşıya kalırız. Özelliklede o havzada bulunan evlerin, köylerin su altında kalması, can kayıplarının olması büyük bir risk. Maalesef her taraf HES’ lerle dolmuş durumda. Dünya yenilenebilir enerji, “güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi” başka enerji kaynaklarına bakarken, biz bütün bu coğrafyayı HES’lere boğmuşuz” dedi.

‘AKP TARAFINDAN İSTİKRARSIZLIK ÜRETİLDİ’

Seçim sonrası değerlendirmelerde bulunan Özsoy şunları aktardı;  “Malum seçim yapıldı. AKP 317 vekil alarak tek başına iktidar oldu. Kendileri açısından başarılı bir seçim stratejisi uyguladılar. Biz HDP olarak barışta ısrar ettiğimizi söyledik, AKP de istikrar söylemi üzerine çerçevesini oluşturdu.  AKP tarafından bilinçli bir şekilde kaos ve istikrarsızlık üretildi. AKP yarattığı karmaşa içerisinde kendisini çözümün, istikrarın adresi olarak gösterdi ve insanlarda buna inandılar oy verdiler. AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’ın, bu halktan aldıkları desteği yanlış yorumladıklarını düşünüyoruz. Bu destek; istikrarsızlık üreten savaş ve militarist politikaların derinleştirilmesi için verilmiş değil. Halk desteği; bu kaostan, bu belirsizlikten, bu istikrarsızlık durumundan çıkalım diye verdi” dedi.

‘KİMSE BARIŞ NİYETİMİZİ TEST ETMESİN’

AK Partinin istikrar vurgusunun tuttuğunu dile getiren Özsoy, devamında şunları söyledi; ”Seçimden sonra bir dönem hükümetin kurulması biraz zaman aldı. Hükümetin kurulmasından sonra insanlar, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın daha aşağıya doğru çekileceğini düşüyorlardı böyle bir beklenti ve talep vardı. Fakat hükümetin kurulması dahi beklenmeden biz inanılmaz bir tansiyonun artığını gözlemledik. Bunu dışarıda da meclis içinde de gözlemliyoruz. Türkiye’nin en son ihtiyaç duyacağı şey şuan istikrarsızlığı derinleştirecek savaş politikalarıdır. Kürt sorunu bağlamında tıkanan bir barış süreci var, bunu aşmaya çalıştık ama bu konuda maalesef bir sonuç elde edemedik, maalesef şuan kent merkezlerine taşınan savaşın önüne geçemedik HDP olarak. Bunun özeleştirisini de verebiliriz ama hiç kimse bizim niyetimizi test etmesin. Hiç kimse barış konusunda bizim kadar samimi değil. Savaşın faturasını hem seçimde yaşadık hem de toplum olarak bu bölge savaşın faturasını yaşıyor biz de bunun içerisindeyiz.”

‘ÇATIŞMA YÜZÜNDEN BİNGÖL’ÜN SORUNLARINA EĞİLEMİYORUZ’

Özsoy; “Çatışma gündemi savaş gündemi o kadar yoğun ki, Bingöl’ün yerel sorunlarına eğilemiyoruz. Bingöl’ün yerel sorunları hakkında,  şuan 15 tane hazır olan, 20’ye yakın taslak aşamasında olan soru önergeleri elimizde bulunmakta, ama savaş gündemi içerisinde bunları sunmamız bile insanlar tarafından abes görünüyor” dedi.

‘AKLISELİM RAFA KALDIRILDI’

Rafa kaldırılanın çözüm süreci olmadığını, aklıselimin rafa kaldırıldığını söyleyen Özsoy; “Çözüm sürecini buzdolabına koyarsanız, karşı tarafta tepkisel olarak ‘siz beni tanımazsanız ben sizi hiç tanımam’ der. Karşılıklı olarak birbirini tanımama durumu söz konusu. Biz legal demokratik bir parti olarak halkımızın yanında olacağız, taleplerini dillendireceğiz. Bu savaş durumunun çok sürdürülebilir tarafı yok çünkü bir an önce bu savaşa müdahale edilmezse patlar ve biz o zaman bunun önünü de alamayabiliriz” ifadelerini kullandı.

‘HDP OLARAK HALKIN YANINDA YER ALACAĞIZ’

Özsoy;  “Bir yerde eğer iktidar kendisini polisle, askerle, tankla, topla devam ettiriyorsa orda çok ciddi bir sıkıntı vardır. Bizim yüzde seksen- doksan oy aldığımız bütün yerlerde şu an asker, polis dışında bir şey yok. İçerde militan var diye mahalleleri ablukaya alıp, susuz, elektriksiz, gıdasız bırakıp, sivilleri katletmeyi bir yöntem olarak en çok kullanan İsrail’dir. Şuan Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasa ve yasaları, Valiye sokağa çıkma yasağını koyma hakkını vermiyor ama son derece keyfi bir şekilde insanlarımız sokağa çıkma yasağı adıyla mağdur ediliyorlar. Şuan Kürdistan ciddi anlamda bir savaş bölgesidir. Devlet savaşta ısrar ederse, bizim gördüğümüz bu halkta da direnişinde ısrar eder. Biz HDP olarak da halkın yanında yer alırız. Devlet Kürtlere kan kusturmakta kararlıkta böyle devam ederse, bizim bütün diplomatik, siyasi çalışmalarımızı elinin tersiyle iterse biz de tabii ki halkımızın yanında direnişlerinin yanında yer alırız” dedi.

‘BÜTÜN SAVAŞI HENDEĞE İNDİRGEMEK SAÇMALIKTIR’

Bölgedeki bütün gerilimi, yeniden savaş durumunu hendeğe indirgemenin en büyük saçmalık olduğunu ifade eden Özsoy; “Hükümet ve buradaki siyasiler, bütün çatışmalı durumu hendeklere indirgemeye çalışıyor. Böyle bir şeyin aslı astarı yok. Meseleyi hendeğe indirgemek, hendekle özdeşleştirmek bir devlet propagandasıdır ve bu, AKP eliyle yürütülüyor. O hendekler daha öncede defalarca açıldı ve kapatıldı. Bu son açılan hendekler polis, istediği gibi mahalleye girip gözaltı yapmasın diye yapılan reflekslerdir. Asıl hendek şuanda var olan siyasi hendektir. Biz köprü kurup karşıya geçemiyoruz. Vekiller dâhil hepimizi düşman gibi görüyorlar. Bu hendekleri kapatmanın bir yolu var; müzakere masasına gidip, barış sürecine kaldığı yerden devam edeceksin” açıklamalarında bulundu.

Editör: TE Bilisim