Halkların demokratik Partisi  (HDP) , Bingöl Valiliği tarafından İptal edilen Nevruz kararına ilişkin saat kulesi önünde basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasına HDP Diyarbakır Milletvekili ve Grup Başkan Vekili İdris Baluken, HDP Bingöl Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy ve İstanbul Milletvekili Hüda Kaya katıldı. Düzenlenen basın açıklamasında Türkiye’de yaşanan olaylarda hayatını kaybedenler için dua okundu. Okunan duanın ardından konuşmaya İlk olarak HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya başladı.

“EZİLEN HAKLARINDA SABAHI YAKINDIR”

Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili Hüda Kaya; “ Hayatımızı cehenneme çevirenler her gün gözaltına alınanlarla, yeni tutuklamalarla, gözlerimizi açtığımız böylesine karanlık bir süreçte, bize bugün koyu bir kış mevsimi yaşatıyorlar. Ama biz biliyoruz ki bu kışın arkasından halklarında Newroz’u gelecektir. Halkların dirilişi ezilenlerin müjdesi gelecektir. Bu bir kaçınılmaz sondur. Nasıl ki Kışlar tükenip ağaçlar yeşile durduğunda toprak canlanıp insanlara üretime geçtiğinde, bu tabiatın bir sünnetiyse buda ezilen halklarda bahara, dirileşe ve müjdeye muhakkak kavuşacağının göstergesidir. Koyu ve karanlık gecelerde sabırla sabahı bekliyorsak, ezilen haklarında sabahı yakındır. Bu newroz bayramı tüm ezilen hakların bayramıdır” dedi.

“BU İŞİ RAYINA OTURTMAZSAK TÜRKİYE SURİYELEŞECEK DEDİK”

Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili Hüda Kaya’dan sonra konuşmaya yapan HDP Bingöl Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Hişyar Özsoy; Bugün gelinen noktayı daha önceden dile getirdiklerini ve 7 Haziran öncesi Diyarbakır da ki patlamayla başladığını söyledi. Özsoy, konuşmasına şu şekilde devam etti:  “ 7 haziran öncesi Diyarbakır’da ki patlama ile başlayan, Suruç, Ankara, Cizre, Sur ve Silopi’de, yaşananları defalarca dile getirdik. Bu işi rayına oturtmazsak Türkiye Suriyeleşecek dedik. Maalesef Ankara’nın göbeğinde vatandaşların can güvenliği yok. Bütün toplum, halk bir korku bir panik içerisinde, bunu tek bir çıkış yolu olduğunu düşünüyoruz. Yasaklarla tanklarla, bir halkın iradesini teslim almak mümkün değildir. Siyasetçiler olarak ısrar ediyoruz. Newroz yasaklanamaz. Bu newroz’un kutlanması otuz kırk yıllık mücadelenin sonucudur. Dolayısıyla halkın newroz’unu yasaklamak beyhude bir çabadır. Bugüne kadar seçilmiş yirmiden fazla Belediye Başkanı tutuklanmıştır. 2 bin’e yakın parti yöneticimiz, üyemiz tutuklanmıştır. Şimdide Milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırıp hapishaneye atmak istiyor. Kürt sorunu orduya havale edip bu sorunu ordu ile çözmek istiyor. Orduya dokunulmazlıklar veriliyor. Kürt halkının özgürlüğü açısından durum kötüye gidiyor. Barış isteyen herkes tutuklanıyor. Akademisyenler barış istediği için tutuklandılar. Cumhurbaşkanı her gün yasaları ihlal ediyor. Çıkış yolu bu değildir. Bu halk 1925’den bu yana direnen bir halktır. Kürt haklı çok zulüm görmüştür. Kürtlerle kavga edeceğinize Kürtlerle barışın, barış sürecini tekrar rayına oturtun. Böyle bir ittifaktan dolayı herkes kazanır”

Bingöl’de düzenlenmesi planlanan Nevruz Kutlaması için Bingöl’e gelen HDP Diyarbakır Milletvekili ve grup sözcüsü İdris Baluken, “Halkların kalıcı barış umudunun Türkiye’de yeşerdiği andan bugüne kadar Akp hükümetinin sahip olduğu zihniyet Bingöl başta olmak üzere , Kürt illerinde newroz’u yasaklayan zihniyetin ötesine maalesef geçemedi” dedi. Baluken; “2 buçuk yıllık çözüm süreci içerisinde biz bu coğrafyada bir kez daha kan akmaması adına, gençlerin toprağa düşmemesi adına, anaların gözyaşı dökmemesi adına akp’nin bütün yaklaşımlarına rağmen kararlı bir barış iradesine sahibi olduk” ifadelerini kullandı

“O ÇÖKTÜRME PLANLARI TÜM TÜRKİYE COĞRAFYASINI BÜYÜK BİR TAZİYE EVİNE ÇEVİRMİŞTİR”

Konuşmasında 2013-2016 nevruz’u arasındaki farka değinen Baluken, Ak Parti Hükümetinin çöktürme planlarının içinde olduğunu iddia ederek, çözüm sürecinden bu yana AK Parti’nin plan hesapları içinde olduklarını söyledi.

Baluken; “  2013-2016 newroz’unu kıyasladığımızda bile karşımızdaki devlet anlayışının masada neler planladığını hep beraber görme şansına sahip oluruz. Çözüm süreci boyunca karşımızda oturanlar, ceplerinin bir kenarında bugün devreye koydukları çöktürme planlarını taşımışlardır. O çöktürme planları tüm Türkiye coğrafyasını büyük bir taziye evine çevirmiştir. Edirne’den Ardahan’a kadar tüm evler taziye evine dönmüştür. Bu yapan zihniyetin kendisi, savaşla zorla baskılarla, sonuç alacağını sanan bir zihniyetin kendisidir.  Kürt tarihini bilmiş olsalardı Yasaklarla bu halkın newroz tutkusunun engellenmeyeceğini çok iyi biliyor olurlardı. Bu toprakların medeniyetini öğrenmek yerine, bu toprakların medeniyeti kültürünü baskılarla susturmanın arayışı içinde oldular. Bu topraklarda olan herkes, newroz’un bu coğrafya’ya nasıl geldiğinin en yakın tanığıdır. Demirci Kawa’nın çekiç darbeleri ile zalimlerin alt edilmesini yakılan newroz ateşinin bir daha söndürülmeyeceğini kürt haklı, bütün insanlık önünde ortaya koymuşlardır. Akp zihniyeti bunu bilmediği için buradaki newroz ateşinin bir genelge ile söndürülebileceğini sanmaya devam ediyorlar. Oysaki Demirci kawa’dan alınan bu özgürlük ateşi için Şeyh Said, Seyid Rıza kendi canlarını ortaya koydular. Türkiye haklarının özgürlüğü için bu insanlar her gün bedel ödemeye devam ettiler.  Diyarbakır cezaevinde mazlum doğanın üç kibrit çöpüyle yaktığı newroz ateşini bir miras olarak bıraktıklarını bilemezler. Bu yüzden bizler Demirci kawa’nın mirasına bağlı olarak, Şeyh Said ve Seyid Rıza’nın torunları olarak bir kez daha Bingöl’de söz veriyoruz newroz ateşini hiç kimse söndüremez. Akp hükümeti devreye koyduğu yasaklarla bilmeli ki, Bingöl başta olmak üzere, tüm Türkiye’nin her metrekaresi newroz alanıdır. İrademizi elimizden almaya çalışanlar her şey bittikten sonra irademizin dimdik ayakta durduğunu hep birlikte göreceklerdir. Çöktürme planlarını devreye koyanlar bugün bir araya gelmememizi de hesaba katmışlardır. Barış sürecine alternatif olarak getirdikleri çöktürme planına göre, 10 bin kürdün katliamdan geçmesini esas aldılar. Çöktürme planlarını, Diyarbakır’da, Sur’da, Silopi’de , Cizre’de hayata geçirme gayreti içerisindeler. Cumhurbaşkanı ve AKP hükümeti iyi bilsin ki bunun gibi çöktürme planlarını halt etmiş bir halk olarak bu newroz alanlarındayız” dedi.

“90’LI YILLARDA BİLE BU ZİHNİYET BU TOPRAKLARDAYDI”

Baluken; “90’lı yıllarda bile bu zihniyet bu topraklardaydı. Aynı konsepti uygulayanlar, şehir merkezlerini boşaltarak arkalarında bir yıkım tablosu bırakarak, aynı sonucu almaya çalışıyorlar. Birileri bu yanlış hesaptan biran önce vazgeçmelidirler. Newroz’u yasaklayacaklarına, newroz’u halkların kucaklaşacağı gayreti içerisinde olsunlar diyoruz. 2013 newroz’un da bu şansı yakalamıştık. Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan’ın okunan manifestosu, sadece Türkiye’deki barış içinde değil ortadoğuda ki barış için çok büyük bir umut yaratmıştı. Tüm dünyada bir heyecan yaratmıştı. Bir daha bu topraklarda kan akmayacağını, gözyaşı dökmeyeceğini tüm dünya görmüştü. Ama Akp 2013 newrozundan 2016 newrozuna kalıcı bir barışın değil kalıcı bir şavaşın olacağını ortaya koyuyor. Akp’nin bugün yaptığı çözümsüzlük ve savaş ısrarından başka bir şey değildir. Savaş ile sonuç almaya çalışmaktır. Bu topraklar artık savaş sürecine doymuştur. Kalıcı bir barışın zamanının geleceğini defalarca ilan etmiştir. Biran önce 2013 yılındaki barış manifestosuna geri dönülmesini ısrarla bulunduğumuz her yerde ifade ediyoruz” dedi.

Basın açıklamasının ardından grup olaysız bir şekilde Halkların Demokratik Partisi ( HDP ) il parti binasına doğru yürüdü. 

Editör: TE Bilisim